7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1677
Okunma
Sen gitsen de buralardan
biz anılar biriktireceğiz sana dair
ve dağ boyu mektuplar yazacağız dostluğumuza
Sohbetimizin en demli saatinde
gölgen gelip oturacak karşı masaya
ve biz yine hararetle soyunacağız
dünyayı kurtarma işine
dostumsun işte
alışmayacağım gidişine
bu gece ben…
yüreğinin en baba yerine yumruk yemiş pehlivan gibi
göz bebeğimden düşen asi damlaları
silerim...elimin tersi ile
boğazımda bir deli öksürük
içime hıçkırıyorum be can içime
insan insana benzer ya hani
yine denk gelirmiyiz bilmem ki eşine
dostumsun işte
alışmayacağım gidişine
sen gidince
metal bir tad bırakacak dilimde
“mardin kapı şen olanın ezgisi"
ve bil ki unutmayacağız bir ağızdan türkü söylemeyi
ama öcülerden korkmamaktır dersin ya
delikanlılık…
korkmirem dost
vallahi de billahi de korkmirem
madem beraber takıldık
zayıf bir umudun peşine
dostumsum işte
alışmayacağım gidişine
ben yine...
elini iki kere sabunlayan birini görsem
bıyık altı gülmelerim depreşecek
…seni hatırlayıp
ah be gözüm...
ne çok katlandın insafsız şakalarımıza
en çokta ben aştım çizmeyi tamam
kırıldın mı yoksa...
ondan mı düşüyor göz kapakların
şakaydı deli…şaka
affetim de bir kere...en gür sesinle
affetmeyeceksen...eğer
bırak beni de yaksınlar ateşine
dostumsun işte
alışmayacağım gidişine
gün oldu
beraber güldük ağız dolusu
ve beraber ağladık olur olmaza
şimdi veda zamanı diyorsun ya
ucu sivri iğneler batıyor canıma
balyoz gibi ağıraştı kalemim
tutamıyorum...
sen yüreğinin en genç tarafını
bizimle bırakmışken hazır
izin ver...gitmeden
bir avuç şiir asayım gülüşüne
dostumsun işte
alışmayacağım gidişine
5.0
100% (3)