Ocak ayı içinde, soğuk bir kış gününde
Gece karanlığının, tam da siyah yerinde
Uyandırma bülbülü, bahçede gül önünde
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Ocağın nimetini, ömür yetmez saymakla
Hele kayıp düşüp de, olmaz diye caymakla
İstediğin olur mu ondan bundan duymakla
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Selam verir bahara, şubat doğum sancısı
Beklenir misafirler, hazırlanır hancısı
Çorba pişer kazanda, ekmek yapar nancısı
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Gerçekte hayal kurup, ılık mart’ı bekledik
Ortasın bulduk diye, göçe heybe denkledik
Titreyip yakmak için, kürek sapı ekledik
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Çıkarıp ta paltoyu, nisan ile ısındık
Yaşar iken toprakta, biz toprağa hasımdık
Yunusun divanını, suya atan kasımdık
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Ne soğuk ne de sıcak, çokca sevdik mayısı
Kırlarda halay çeker, bak emmisi dayısı
Şenlenir bağu bahçe, boldur insan sayısı
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Geleceğe hazırlık, bin bir umut haziran
Artar malı eksilmez, fukarayı doyuran
Dost diyerek haini, iflah olmaz kayıran
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Oturur çare arar, temmuz dertli devası
Hele çukurovanın, nemli sıcak havası
Ayakta dik dursan da, düşer beden sıvası
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Ağustosu görmeden, eylül geldi denemez
Yaylaya hiç çıkmamış, yüksekleri bilemez
Gönülden haberi yok, destur deyip giremez
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Tomurcuk ve meyvede, hatırla sen eylülü
Tarımın altın çağı, her yer mısır püskülü
Açmış, mis gibi kokar, hevkerenin hasgülü
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Sakın kanma ekime, bahar bitmek üzere
Tesbih eder her zerre, bakma ha sen tozara
Alem a nınla çok hoş, düş gülşende gülzara
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Vücut denilen yeri, biraz gezdik aylarla
Unutmuştuk kasımı, düğün kurup toylarla
Geçmişe defter tutup, ahh ederek vaylarla
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan

On bir ayın ardından, nazlı gelir aralık
Soyulmuş hep ağaçlar, yapraksız kaç paralık
Cadde ve sokaklar boş, garip gönlüm daralık
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

Kalın giyinmez isen, üşütür kış ayazı
Tüm kirleri süpürür, siler kar’ın beyazı
Hiç düşürme dilinden, tehvid ile niyazı
Huzura gidelim gel, yağmurlar başlamadan.

04.08.2009
Ahmet Çelik
CEYHAN