5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2102
Okunma

nasıl arınırız tüm şehrin fahişeyken ruhu
ve bir kaldırım yosması gibi dururken karşımızda allı pullu
güzelliği örter mi dersiniz günahlarını gece gibi
kim silebilir üzerindeki parmak izlerini
sokaklarında ağzına sakız ettiği hayatları çiğnerken adım adım
ey İstanbul ! sanadır isyanım
tüm Marmara’yı dökünsen kırklanır mı ki şeytani tarafın
şehrinin mabetlerinde secde dursan Mevlama
silinmez alnından yine de o kara
yedi tepeli kabusun direkler arası palyaçosu
düşür maskeni yüzsüzlüğünden
sürdüm savaş boyalarımı
çökmüş bir imparatorluğun kılıcını çekiyorum sana
kuşandığım gelmiş geçmiş bir ceddin silahlarıyla
kibirini asacağım dar ağacına
ve vuracağım seni en masum tarafımla
mangal gibi bir yüreğin külleri boğacak seni
dize gelecek asi tarafların
pırıltılı camekanlarından tabutunla
başında ağlayanların olacak
gözleri ışığınla kamaşmış aymazlar
üstüne toprak atacak
siyah bir çelenk bırakacağım ardından
ve sana
-benim gibi-
bir başına direnen kız kulesini öpeceğim alnından
Gülay Bulut