Gittin…
Ne kadar da güzeldi sen varken hayat.
Yine bir gidişin devamıydı,
Gelmiştin…
Onca sıkıntıya,onca hüzne-gözyaşıya karşın dayanamamıştım artık,
Ve açmıştım sana kapımı…
HOŞGELDİN !
Ne kadar da hoş gelmiştin,
Ne kadar da güzel duruyordun karşımda !..
İçeri aldım seni.
Gidişler son buldu,
Gözyaşları tebessümle durdu…
Ne kadar da güzeldi değil mi Hayat ?
Yeni bir isimdi bizde bu ; HAYAT
Sen ve Ben’dik…
Ve ikimizde kapanan kapının ardında öyle mutluyduk ki,
İşte bu Hayat dedik…
O kadar yoğun yaşadık ki HAYAT’ı ,
Bu ismi daha da anlamlaştıralım dedik;
Kızımız olursa adı Hayat olsun diye karar verdik.
O anda oğlumuza da isim düşündük tabi.
Denize olan sevdamızdan ve bizi bir çok noktada buluşturduğundan,
Oğlumuzun adı da Deniz olsun dedik…
Deniz’e Tunç , Hayat’a Aygen isimlerini ekledik.
Oğlumuz , Deniz Tunç
Kızımız, Aygen Hayat…
Duruyor mu sende ?
Kızımızla oğlumuza mektup yazmıştım.
Onu en iyi babaları saklar deyip sana postalamıştım…
Aklıma geldi de : ) mektubu yazarken aramıştın,
Mektup yazıyorum dediğimde kime diye sorunca
Söylemem demiştim.
Nasıl da kızmış , kıskanmıştın.
Ama sen dayanamazdın bana.
İkna etmiştim seni;
Seni üzmeyecek birine olduğuna.
Ne kadar da güzel gelmiştin değil mi ?
Hatırlıyormusun ; bir akşam bitsin demiştim ve telefon kapanır kapanmaz aramaya başlamıştım.
Ama hep aynı kadın , aynı mesaj ;
Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor lütfen…
Eve gidene kadar çıldırmıştım.
İçeri girer girmez abime sarılıp nasıl da ağlamıştım ;
abiii ben nasıl ayrıldımmm , diyerekten.
Daha dayanamamış olacaksın ki sende ,
10dk. Sonra açmıştın telefonunu.
İkimizde hüngür hüngür ağlayıp,
Bir daha böyle bir şey yapmayalım demiştik…
GİTTİN…
Ne kadar da güzel gelmiştin oysa !..
Senleyken bunlar hayal , gerçek olamaz deyip duruyordum.
Rüyadayım ben , uyandıracaklar beni birgün…
Bu güzellikler, bu yaşananlar,bu geliş ancak rüyadır...
Gerçekmisin ki sen Hayat der dokunurdum sana !
Sen hep orda olurdun , dokunduğum noktada…
Ama bak doğruymuş !
Nerden bilirdim gerçek olmadığını ?..
Her ne kadar sorsamda rüyamı diye , dokunurdumya sana ,
Korkmazdım…
Bilseydim uyanacağımı hiç sorarmıydım, dokunurmuydum sana ?..
Sormazdım be Aşkım , dokunmazdım…
Ama bak uyandık işte…
Geç kaldım…
Tutamadım şu çenemi…
UYANDIK!!!
Bak yine boğazım düğümlendi…
Ne zaman senle tartışsak olurdu.
Şimdi tartışmıyoruz oysa , neden böyle oldu ki?
Tartışsaydık da öyle olsaydı , o zaman daha çok sevinirdim.
Böyle kuru kuru, yalnız çekilmiyor bu düğüm be Hayat …
Bir sigara yakmalı.
Bugün kaç oldu ?
10-15 civarı olmalı…
Oysa sen günde 5 taneye izin vermiştin.
Şimdi bu sayı nasıl da kızdırır seni değil mi ?
Gel de kız Hayat !
Bak yaktım sigaramı , neredeyse sönecek…
Ama sen kızmıyorsun…
Ne kadar da güzel kızardın bana…
Ama en çok tatlı kızmalarını severdim.
Ben gülerdim , sen kızardın…
Ben güldükçe , sen daha da çok kızardın…
Ama sarıldımmı sana , aşkımmm kızma dedimmi,
O kızgın bakış ve kaçışlarda zorla yakalayıp öptümmü seni,
Bitiriverirdin kızgınlığını…
Ne kadar da severdim o öpücükleri…
GİTTİN !
Bak yine içim doldu,
Bak yine kalemim takıldı…
Na kadar güzel gelmiştin !
Öyle de gittin…
Sen bu aşkdan gitmemiştin.
Ama gittiğin yerde ben aşkıda yolladım…
Aşktan giden bendim,
Benden giden sen…
İkimizde gittik !
Oysa ne güzel gelmiştik…
Şimdi ne kaldı bize ?
Bana kalanlar ;
Bolca mektup , elime verilen - kolilerden çıkan güller,
Odamı süslemek için aldığın eşyalar,
Her mektupdan çıkan , yeğenlerimle onlar bozulmuş diye kavga edip sakladığım çilekli falımlar,
Evimiz için aldığımız çeyiz adı altında toplanan beyazından , mutfağına bir sürü eşya…
Ve saklanması en zor gelen, bir türlü yer bulamadığım EN BOLUNDAN ANILAR…
Sende de var bunlar biliyorum.
Şimdi kalanlarla yetinme vakti,
Oysa bu vakti hiç hesaba katmamıştık…

Teşekkür ederim sana,
Geldin , Hoş Geldin…
Ama gittik…
Geldiğin kadar mutlu ol tamam mı ?
SEVİYORUM SENİ , ELVEDA….
…………
…….
….