15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2587
Okunma
’’Bir gün sabrı taşan Kont ’Pekala’ dedi, ’Eğer çırılçıplak soyunur ve tüm halkın huzurunda pazar yerini baştan başa geçersen, istediğini yapacağım!’ Lady Godiva şaşkınlıkla kocasına baktı ve ’Eğer buna razıysam, bana izin verecek misin? Karşılığında vergileri düşürecek misin?’ dedi. Kont ’Evet’ dedi kararlı bir sesle. Sonra tanrının sevgili kulu Lady Godiva, çırılçıplak soyundu, uzun saçlarıyla vücudu örttü ve atına bindi. Sadece kar beyazı bacakları görünüyordu. Kenti boydan boya kat edip de muzaffer bir edayla geri döndüğünde Kont gerçek bir soylu gibi davranacak ve vergileri azaltmakla yetinmeyerek, atlara ilişkin olanlar hariç tüm vergileri kaldıracaktı."
1250’lerde yazılmış ’Chronica Majora’da olay aşağı yukarı böyle anlatılır. Aslında Batı kültüründe Robin Hood, Kral Arthur ve Jean D’Arc kadar önemli bir figür olan, günümüze dek yüzlerce destana, şiire, hikâyeye, operaya ve sanat eserine konu olan Lady Godiva’ya ilişkin çok az şey bilinir. Bilinenler, Sakson asıllı olduğu, adının o dönemlerde ’Godgifu’ şeklinde söylendiği ve bu adın "Tanrının armağanı" anlamına geldiğidir. Soyluluk belirten Lady unvanı adının başına sonradan eklenmiş olmalı, çünkü o dönemlerde bir Sakson soylusunun eşi, sadece "karı" ya da "yatak arkadaşı" olarak adlandırılırdı. Zengin bir ailenin kızı olduğu sanılan Godiva çok genç yaşta, Orta İngiltere’deki Mercia bölgesinin hakimi Leofric adlı yaşlı bir soylu evlenmişti. Bu evliliğin aşk evliliği olduğunu tahmin edebiliriz, çünkü Sakson yasalarına göre bir kadın hoşlanmadığı biriyle evlenmeye zorlanamazdı. Kaynaklarda gayet dindar ve yardımsever olarak tanımlanan çift, 1043 yılında Coventry’ye yerleşirler. Bir süre sonra karı kocanın arasına karakedi girer. Çünkü Leofric kentin maliyesini güçlendirmek için vergileri ağırlaştırmakla meşgulken, kendisi de büyük bir mülk sahibi olan genç kadın halkın yoksulluğuna kayıtsız kalamaz. Rivayete göre Lady Godiva kocasını vergileri düşürmeye razı etmek için uzun süre planlar yapar, fikrini açtığında Leofric’in ilk tepkisi kahkahalar atarken koltuğundan düşerek bileğini kırmak olur. Güya karısını, değil vergileri azaltmak, Godiva’nın dokuduğu kumaşlara bile vergi koymakla tehdit eder...
“Ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur.”
İsmet Özel
Çatlak bir ten,
Ustura ağzı yol,
Merhamet karantinasında bir isyan….
GODİVA!
Suskun diriliş yansıması bir ülke,
Taşlanmış yakarışlara,
Tastik edilmeyen haykırışlara,
Barutlandıkça hüzün
Puntalı gözyaşlarına değer
Zulüm.
Yılgısı sararken katil rengin işçisi
Yaşamın.
Çıbanı soysuz irin selleri olur
Ahkamın.
GODİVA!
Yavuklusu olduğun nefsin
Gölgesinde
Halkına soyunan tenin
Gözleyicisi olmadı hiçbir yel.
Çarkına sürülmüş haksızlık,
Göbeğinde kopmuş haklılık.
GODİVA!
Saçların rahmet buğdayı
Duruşun,
Bozuk bir putun gölgesi.
Soyunda gizli,
Entrika yalnızlıkları.
Heybende böğürtlen bereketli yüreğin.
Taşlanmamış bir şeytani ruhun
Serpiştirilmişliğinde ayıklanır iyiliğin.
GODİVA!
Suretine tüm ezilmişler, sanrılaşır
Utanır senden düğümlü kem,
Utanır senden Firavun. .