10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1265
Okunma
Önce hayalin konuşmalı
Sensiz kalan beden kodlu hücremde
Sonra gözlerin gelmeli
Demir parmaklıklarını aşarak kalbimin
En derinliklerine
Tamam ben de yüreğimi yoklayayım
Kimi vakitler dönmeli yeşilden maviye
Dönmeli tıpkı gözlerin gibi yalnızlığım
Bu kez de susma müebbetim
Sonra usul usul yaklaş
Değdiğin her yerin dokunduğum yürektir
Bir gün yine doğacağım
Kırdığım kalemin küllerinden
Belki duvarların olmayacak beni dinleyen
Yalnızlık ta olmayacak o sevdada
Alın yazgısı kaderimde
Aramalımı seni bilmem ki
Doğmaya gayret ettiğim yeni hayatta
Yoksa bulduğumu varsayıp
Tatmalı mıyım yeniden tenini
İçmeli miyim bade bade ömründen
Bu suskunluk
Ebedi bir zindanın kör karanlığı
Bir hançerin yarası değil
Bir kan gölünün umarsız bekleyişinin adı…
Gözlerinin daveti
Belki ilk belki de son olacak
Zincirsiz esaretim kilitsiz prangalarım ağlayacak
Bilirim haykıran şehvet değil olsa olsa masumiyet…
İmkansızı zorlayan aşkım
Boş yollara akıp giden silsilesi kadınlığımın
Nevruz ateşlerini yakıp yakıp çağırmalı bakışlarını
Depremler sıralanmalı kopmalı kasırgalar
Bulmalı beden ruhunu
Toprağımın çamuru ayak ucundan ulaşmalı
Yüksek tepelerdeki avuçlara
Karışmalı çavlanların sesi vurgun gecelerime
Sığınmalı sonsuzluk denizime
Kırık bir kalpten kalanları topluyorum
Parmak uçlarımda teninin sıcaklığı
Dilimde son suskun müebbetim…