Sana aşkı anlatıyorum Meleklerin yürek sesiyle İçimdesin hala bilirmisin O demli çay bakışın Ve ölümsüz gülüşünle
Eteklerimde ziller çalar yine de Karşıdan görünse silüetin Erguvanlar açar bahçelerde Her ayak sesinin tınısı Sokağımdan geçtiğinde
Köşe başında beklerdim gelsen Saçlarımda sabah rüzgarıyla Dudaklarımda çatlamış bir Sevda türküsü Senin orkestranda son arya
Ayazlarını bile severdim Güneşinden çoktan vazgeçtim Çiçekler açardım kışlarında Bilirim... Sende ben sadece hevestim Oysa sen,kimliksiz benliğimde Koca bir kara sevda
Sana aşkı anlatamıyorum Zira,aşkı hiç bilmemiştin Kırılgan kanatlarımdan Düşüp gittiğinde zaman Sen ki beni, Suya yazı yazmak kadar sevmiştin
Eylül saçlarımdan topla şimdi hazanı Sunaklarımda titrerken yanan yüreğim Dudaklarımda ayın kurban şavkı Sevdaya yakılan son kibrit gibi Geceye bırakıyorum aşkı
Melekleri uyandırmadan git şimdi Ve bir daha tutma ellerimi...
Yasemin Göksel
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ayazlarını bile severdim Güneşinden çoktan vazgeçtim Çiçekler açardım kışlarında Bilirim... Sende ben sadece hevestim Oysa sen,kimliksiz benliğimde Koca bir kara sevda Yasemin hanım şu mısralar yüreğimi taradı geçti çok hoştu kutlarım sizi kocaman sevgilerimle
'Aşkı'; seven/sevgi dolu bir yürekten dökülen ve sevda damlaları ile anlatan; akıcı, su gibi duru bir şiir okudum... Çok hoştu, anlamlıydı... Kaleminizi ve sevgi dolu yüreğinizi kutluyorum Yasemin Hanım, Tebrikler!!! Selam ve sevgiler... ------------------------- İsmail GÖKTAŞ
Ayazlarını bile severdim Güneşinden çoktan vazgeçtim Çiçekler açardım kışlarında Bilirim... Sende ben sadece hevestim Oysa sen,kimliksiz benliğimde Koca bir kara sevda
Ayazlarını bile severdim Güneşinden çoktan vazgeçtim Çiçekler açardım kışlarında Bilirim... Sende ben sadece hevestim Oysa sen,kimliksiz benliğimde Koca bir kara sevda
Sana aşkı anlatamıyorum Zira,aşkı hiç bilmemiştin Kırılgan kanatlarımdan Düşüp gittiğinde zaman Sen ki beni, Suya yazı yazmak kadar sevmiştin
Eylül saçlarımdan topla şimdi hazanı Sunaklarımda titrerken yanan yüreğim Dudaklarımda ayın kurban şavkı Sevdaya yakılan son kibrit gibi Geceye bırakıyorum aşkı
Melekleri uyandırmadan git şimdi Ve bir daha tutma ellerimi...
Eylül saçlarımdan topla şimdi hazanı Sunaklarımda titrerken yanan yüreğim Dudaklarımda ayın kurban şavkı Sevdaya yakılan son kibrit gibi Geceye bırakıyorum aşkı
Melekleri uyandırmadan git şimdi Ve bir daha tutma ellerimi... güzel anlatımdı kutlarım yazan kalemi saygım sonsuz
''Atlas zorlu bir baskı altında kaldı Dünyanın bittiği bir yerlerde, Güzel sesli akşam perilerin karşısında Dimdik durup ayakta tutuyordu göğü Başı ve yorulmaz kolları üstünde. Akıllı Zeus'un ona ayırdığı kader bu"
Hesiodos (28)
"Sırtında taşıyacaktı hep Ezici dünyanın zalim ağırlığını, Göğün kemerini de. Omuzlarındaki o büyük sütun Toprakla göğü ayıracaktı; Kolay değildi bunların taşınması."
Hamilton (29)
...
Tenim tuzludur benim Yüreğimde en derin duygular kol geziyor Bakışlarım denizlerin dalgası kadar sert Rüzgar estikçe asi,esmedikçe sütliman Tenim tuzludur benim Avuçlarımda beyaz bir martının çığlığı Ellerim köpük köpük,saçım-sakalım ıslak Yüzyıllardır masmavi sularda yaşıyorum Tenim tuzludur benim
Bir prensim..özgürce aşka ermekten yana Ölümsüz sevdalara gönül vermekten yana Kül oldum yana yana İsmini ana ana Al beni toprak ana Al götür yar olana
...
* Sana aşkı anlatıyorum Meleklerin yürek sesiyle İçimdesin hala bilir misin O demli çay bakışın Ve ölümsüz gülüşünle
** Sana aşkı anlatamıyorum Zira,aşkı hiç bilmemiştin Kırılgan kanatlarımdan Düşüp gittiğinde zaman Sen ki beni, Suya yazı yazmak kadar sevmiştin
*** Melekleri uyandırmadan git şimdi Ve bir daha tutma ellerimi...
Yasemin Göksel
...
Kayıp Kıta Mu
“Kayıp Kıta” Mu, Pasifik Okyanusu`nda, bir tarafta Kuzey ve Güney Amerika kıtaları, bir tarafta Avustralya ve Asya Kıtaları arasında yer almış bir anakaraydı. Büyüklüğü açısından; yaklaşık olarak, doğudan batıya 9500 km. kuzeyden güneye 4800 km.`ydi. 12 bin yıl kadar önce meydana gelen çok büyük bir deprem Mu Kıtası`nın yeryüzünden silinmesine neden oldu. Kıta yanan bir girdaba dönüşerek Pasifik`in mavi derin sularına gömüldü. Bu tarihte kıtada 64 milyon insan yaşıyordu. Şu anda Pasifik Okyanusu`nda tek tek ya da gruplar halinde dağılmış kayalık, adacık ve adaların tümü bir zamanlar Mu Kıtası`nın parçalarıydılar. Örneğin Hawaii, Tahiti, Paskalya, Samoa, Cook, Tonga Adaları gibi...
Arzın Temelleri Sarsıldı
Sular şiddetle ovalara hücum etti / Bütün araziyi kapladı / Plajlar ile tepelerin olduğu / Alçak yerlerde girdaplar oluştu / Sular bütün dünyayı kapladı / Sular önüne gelen her şeyi ve canlıyı mahvetti / Arzın temelleri sarsıldı ve Mu Kıtası battı / Yalnız zirveler suların dışında kaldı / soğuk rüzgarlar çıkıncaya kadar kasırgalar esti / vadilerin yerlerinde derin buz çukurları oluştu / delikler çamurlarla doldu / açılan bir ağızdan dumanlar ve lavlar fışkırdı...
Mu kıtasının yok oluşunun epik anlatımı, Yunan alfabesindeki harflerin Maya dilindeki yorumu ile açılarak yazılması ile ortaya çıkmıştır.
Sembol Mirası
Mu Uygarlığı`nda, yaratılış da dahil pek çok konu, örneğin evrenin ve tanrının yorumlanması, semboller ile ifade bulmuştur. Mu uygarlığının sembol mirası, sonraki tüm uygarlıklar tarafından paylaşılan dinsel ve mitolojik semboller birliğinin temelini oluşturur.
Dünyanın Gelmiş Geçmiş En Büyük Uygarlığı
“Kayıp Kıta”olarak fiziksel varlığı sona erse de, Mu, Yarattığı uygarlık ile “dünyanın gelmiş geçmiş en büyük uygarlığı”dır. Bu uygarlık, anakara ile sınırlı kalmamaştır; o zamanlar bugünkü Atlantik Okyanusu`nun bulunduğu bulunduğu yerde kurulmuş olan Atlantis ve Asya ile Avrupa kıtalarının büyük bölümünü kaplayan Uygur uygarlıkları birer koloni olarak Mu uygarlığından etkilenmişlerdir.Ve dahası Mısır, Çin, Hint, Maya vb. Uygarlıkların kökeninde hep Mu Uygarlığı`ndan izler vardır.
a t l a n t i s
mamy ex LLL tarafından 8/30/2009 10:29:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
Demek ki,yok olmamak için doruklarda kalmak gerek,dorukları tanıyanın ovalarda dolaşması ise saten imkansızdır. Teşekkürler, Mu uygarlığına tuttuğunuz ışık ve aydınlatıcı bilgileriniz için. Yorumunuza pembeler giydirdim Mu uygarlığı adına:) Saygımla.
Demek ki,yok olmamak için doruklarda kalmak gerek,dorukları tanıyanın ovalarda dolaşması ise saten imkansızdır. Teşekkürler, Mu uygarlığına tuttuğunuz ışık ve aydınlatıcı bilgileriniz için. Yorumunuza pembeler giydirdim Mu uygarlığı adına:) Saygımla.
Ayazlarını bile severdim Güneşinden çoktan vazgeçtim Çiçekler açardım kışlarında Bilirim... Sende ben sadece hevestim Oysa sen,kimliksiz benliğimde Koca bir kara sevda
Sana aşkı anlatamıyorum Zira,aşkı hiç bilmemiştin Kırılgan kanatlarımdan Düşüp gittiğinde zaman Sen ki beni, Suya yazı yazmak kadar sevmiştin
Eylül saçlarımdan topla şimdi hazanı Sunaklarımda titrerken yanan yüreğim Dudaklarımda ayın kurban şavkı Sevdaya yakılan son kibrit gibi Geceye bırakıyorum aşkı
Melekleri uyandırmadan git şimdi Ve bir daha tutma ellerimi...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.