6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1767
Okunma

Gururla yürüyenler görmezler mi toprağı,
Yer ile yeksân olup tükenişi bir an’dır.
Kuru dallar üstünde halkederken yaprağı,
Ölüm yok olmak değil bir tebdil-i mekândır.
Toprak, hava ve sudan insanlık yaratıldı,
Adem’in kemiğinden o’na bir eş katıldı.
Memnû meyveyi tadıp cennetlerden atıldı,
Ölüm yok olmak değil bir tebdil-i mekândır.
Canımız canânımız hani nereye gitti,
Dünyevi varlığımız beş metrelik bez etti.
Ömür denilen bu yol haber vermeden bitti,
Ölüm yok olmak değil bir tebdil-i mekândır.
Ayrık otuna bir bak yedi yıl kuru kalır,
Toprak suyla buluşur ayrık dal, budak salır.
Görüp anlayan gözler fikredip ibret alır,
Ölüm yok olmak değil bir tebdil-i mekândır.
Kirâm-ün katibinle günâhlar yazılırken,
Ebediyyet durağı Makber’in kazılırken.
Nefs-i emmâre yurdu bedenin bozulurken,
Ölüm yok olmak değil bir tebdil-i mekândır.
Hakkın "Ol" emri ile ruhlar geri gelecek,
Sûr-u israfil ile yeniden dirilecek.
Mahşerdeki Mizânda hesaplar verilecek,
Ölüm yok olmak değil bir tebdil-i mekândır.
............................................Kardelen26
5.0
100% (3)