4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1461
Okunma
anlamıyormusun bu gelişler başka gecelere ait
tuhaf bir ışık bu yıldızlar
unutulmaya bırakılmış anılar gibi
bu sular ömür boyu akan sular
kesin bir kopuş mu bu yoksa
ağırlığı bile hissedilmeyen ağıtlar
acelen ne
nereye
tutsaksın işte tutsak olmanın bilinciyle
yaşıyor ve yaşadıkça
beyninde her an büyüyen ur
dayanılmaz boyutlarda hayvanlar getiriyor sana
tarihin derinliklerinden
kurtuluşun gecikebilir
belki de yok böyle birşey
baksana atını alan gitmiş
geçip gitmiş kanlı duvarlarından cehennemin
sen hala biz hala umut bekleriz
kızıla çalan mavisinden gecenin
yıllar geçer
ve unutulmaya bırakılmıştır
sonsuz tren yolculuklarında kalan anılar
bir zaman sonra ey zaman denilir
biz unuttuğumuz gramerimize mahkumuz
nereden gelirse gelsin ayrılık rüzgarları
biz yine geçeriz çaresiz kendimizden
belki kendi yülsekliğine tutsak bir dağ oluruz
belki kendi balıklarını dışlayan bir nehir
ama
ama içimizde yuvalanan bu zehir
kanımıza karışmıştır artık
gerisi koca bir hiçlik yok günlerini anımsatan
soğuk ve dolgun gülüşler
ve bir hayal çok eskiden
yalan bir tarihten
5.0
100% (3)