2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1718
Okunma

Yağmur yağmış
Sabah saat dört,
Islak asfaltın üzerinde
Parlıyor sokak lambaları,
Tuhaf bir rüzgâr esiyor
İstanbul sanki, tenini
yalıyor
Sokaklar bomboş
Tüm o insanlar,
Arabalar, nerede
Polisler, itler devriye atıyor
Yerli yersiz her yerde
Ankara asfaltı boyunca
Üşümüş orospular bekliyor
Sevmenin, sevilmenin
Tadını unutmuş bedenlere,
İşveli öpücükler yolluyorlar
Evsağibi nin teki
Sakar bir hırsızı kovalıyor
Ankara asfaltı bomboş
Islak, ışıklı ve yalnız
Kulaklarımda bir şarkı
Uzak, unutulmuş ve amansız
Zenci bir babayiğit söylüyor,
Efkârlı sesi
Asfalta şavkı vuran
Sokak lambalarına benziyor
Son sürat giden
Bir fabrika servisindeyiz
İşçiler var uykusuz,
İşçiler var yorgun,
Boyunları göğüslerine sarkmış
Ve yine işçiler var
Lig usulü muhabbetlerle
playoff a koşan
Bense oturmuş en öne
Yola bakıyorum
Sokaklara bakıyorum
Polislere, itlere, hırsızlara
Orospulara bakıyorum
Ve nedendir bilmem
O geberesice kalorifer
Durmaksızın çalışırken
Ben yinede üşüyorum
işçiler susmuyor
yol bitmiyor
bu kahrolası zenci
Neden bu kadar dumanlı
Söylüyor
Servis yırtarken
Şehrin geceliğini
Bir gece vardiyası daha
Bitiyor
Ve ben yine geberircesine,
Üşüyorum yalnızlıktan…
25 eylül ist-üsküdar 2008
5.0
100% (3)