4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1391
Okunma
bu gece
ay sanki bir başka
parlıyor gökyüzünde
ulan içimde yanıyor
eliyle tutuyor sanki omzumdan...
denizin geceyle hesaplaştığı
bu saatte
derin bir sessizlik türküsü
düşüyor dilimden kaldırımlara
sonra birden bir bulut olup
büyüyor sanki...
ay ışığına doğru uçan
bir şahinin
uyku akan gözlerinde
yürüyorum sanki...
üşüyorum...
kentin ücra köşesinde
diz çökmüş sevdaları anlatan
besteler kadar
kuru bir rüzgar esiyor
ulan sanki
deliriyorum...
cebimdeki kanyak
ısıtmıyor beni
bana baktığında ısındığım gibi...
cüzdanımdaki
resmine mi baksam acaba...
umut satan
bir yer yok mu
ulan bu sokakta !...
nereye gitsem
ardımdan geliyor yalnızlığım
ulan yakalayıp
bir tarafımı kesiyor sanki
bir cam kırığıyım
yengeç çıkmazında...
bir tek damla
gözyaşı için
son cigaramı verirdim namussuzum
alan yok mu ulan bu sokakta !...
sanki
binlerce yıldır
yaşıyorum bu anı
ulan sanki ölüyorum...
biliyorum
yanımda olsaydın
belki düşünmeyecektim
böyle garip
böyle tuhaf şeyleri
ne bileyim
belki yağmurdan
veya “sevgiyle büyümüş”
çocuklardan söz ederdik
üstüne de gülümserdik
hatta birlikte
bir çay
içerdik...
ama ben
kendimle
konuşuyorum sanki...
sokak sokak aradım
buraya bırakmıştım sanki...
yoksa burası mıydı...
belki şeytan alıp
götürdü
belki de birisi
ödünç aldı
geri getirecek...
dinle beni ay ışığım !
sen gecemi
aydınlatmaya devam et
sana söz veriyorum
bulacağım...
dedim ya
bu gece
ay bir başka
parlıyor gökyüzünde !...
can...
28.10.2001
beyoğlu sokakları
ve taksim parkı 03.47