Okuduğunuz
şiir
9.7.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
EN GÜZEL GECE
EN GÜZEL GECE
Yıldızlardan inci dizdim yoluna En güzel gecenin ilk seherinde Sevgi ördüm peteğine balına En güzel gecenin ilk seherinde.
Tan yeri ağardı şafak söküyor Cem oldu bulutlar hasret çekiyor Gönlüm gurbet elde boyun büküyor En güzel gecenin ilk seherinde.
Aya hâle düştü hilale hâtem Al güle çiy düştü yüreğe mâtem Gönder nazarını sevgime katam En güzel gecenin ilk seherinde.
Deniz dalga dalga gün kızıl kızıl Esti acı poyraz taş kesti buzul Efsunlu dünyanın mührüne kazıl En güzel gecenin ilk seherinde.
Mehtabı dolaştım hüzünde bugün Aşkın gizemi var sözünde bugün Vuslat yas tutuyor özünde bugün En güzel gecenin ilk seherinde.
Gündüze ramak var gece dolandı Gönül pare pare gök parçalandı Gözyaşı sır oldu hep yoncalandı En güzel gecenin ilk seherinde.
Rabia. BARIŞ
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Eğer bu şiiri “ günün şiiri “ seçkisinden önce okumuş olsaydım şiirsel anlamdaki eleştirilerimi sıralar, eksik ve yanlış gördüklerimi yazardım. Ama, şu anda buraya yorum yapmak, lehte ve aleyhte beyanlarda bulunmak çok mantıklı ve şiir adına faydalı olmayacaktır bana göre.
Olumsuzlukları tek yönden incelemek, onlara tek pencereden bakmak çok haklı bir davranış değildir.Belki, site politikasından başlayıp seçici kurulla devam edilmesi gereken eleştirilerin yanında, kendine yorum yapanlarla yapmayanlara karşı çifte standartlı yorumlara kadar, şiiri okumaya değer bulmayanlardan müthiş bulanlara kadar bu işi irdelemek ve üzerinde ciddi ciddi düşünmemizi ve konuşmamızı gerektiren; aslında zaman zaman seslendirilip gürültüler arasında kaybolan rahatsızlıklara dokunmak gerekir. Bunun da ezberleri bozup bozmayacağı konusunda şüpheler taşıyorum.
Öyle ya; hangimiz daha çok biliyoruz?
Kafiye konusunda ise henüz yerine oturmayan ve hâlâ tartışılan çok şey olmakla birlikte; Halk şiiri ile Divan şiiri arasındaki bazı anlayış farkları hâliyle bizleri de etkilemektedir. Halk şiirinde söz, Divan şiirinde ise yazının etkili olduğu gerçeği; “ mektepli / alaylı “ ayrımını ve bu ayrımının geleneksel anlayışını sürdürerek tarzlarda ve kafiye/redif anlayışında bazı farklılıkları da önümüze koymaktadır.
Bu konuda akademik bir çalışma yapan ve konuyu derinlemesine inceleyip çözüm önerilerini sıralayan Doç. Dr. Selahaddin Bekki’nin mevcut sorunlara ilave olarak;
“ a) “a, e, ı, i, u, ü” kısa ünlüleriyle oluşturulan ses benzerlikleri kafiye sayılır mı? b) “â, î, û” ünlüleri ile tam kafiye oluşturulduğunda, bu ünlülerden önce ve sonra gelen ünsüzlerle ses benzerliği olan yerlerde kafiye çeşidi tam kafiye mi yoksa zengin kafiye mi kabul edilecek? c) Çıkış yerleri ve çıkış biçimlerine göre birbirine yakın ünsüzleri kafiyeli kabul edecek miyiz? d) Çift ünsüzle biten kelimelerdeki sesler tam kafiye sayılacak mı? e) Kafiye yalnızca dize sonlarında mı aranacak? f)Kafiyenin olmadığı yerlerde redif tanımına uyan ek, kelime ve kelime grupları redif olarak kabul edilecek mi? “
diyerek, bu maddeleri sıralaması benim kafamı oldukça karıştırmış, bu konuda bir ittifaka gidilmesinin çok zor hatta imkansız olduğu fikrine beni alıştırmıştır.
Ama, şunu da söylemeliyim ki; elimizin kalem tutarken, yazı konusunda da bir sıkıntımızın olmayıp, dil kullanımında her kaynağa sahip olma şansımız varken kolaycılığa kaçarak işi aceleye getirmek ve hiç mektep görme şansı olmayanların yazdıklarını referans kabul ederek eserler ortaya koymak şiir adına faydalı ve gerçekçi bir davranış değildir. Kişi, yapabileceklerinin en iyisini yapmak, kendini geliştirmeye açık olmak ve çıtasını hep daha yükseğe ayarlamak zorundadır..
Deniz dalga dalga gün kızıl kızıl Esti acı poyraz taş kesti buzul Efsunlu dünyanın mührüne kazıl En güzel gecenin ilk seherinde.
Rabbim seherlerimizi dua tadinda esenlikler icinde huzurla gecirmemiz icin yar ve yardimcimiz olsun... Kaleminizden cok hos bir hece siiri okudum kafiye düzeni ile akiciydi, hece siirinde duygu yogunlugunu yakalamak oldukca zordur, bu güzel dizelerinizi kutluyorum...Gül yüreginize ...Tebrikler...
sanırım hala anlaşılmayan bir durum var."Günün Şiirleri" penceresi üstünde ( ? ) butonunu tıkladığınızda, şiirlerin neye göre güne geldiğini açıklayan yazıyı okuyabilirsiniz.
kendini geliştirme becerisine sahip üyelerin, hatırlatıldığında düzeltebileceği küçük hataları olan ve yanlışları üstünde göstererek, doğruya yönlendirilebilecek şiirlerinden seçilir. amaç o şiirin altında üyelerin eleştiri yapabilmesi ( edebi çerçevede ), iyi bir şiirde karşılaşılabilecek hataları keşfetmesi, bir nevi yeteneği olan ama henüz bazı hataları gözünden kaçırabilen üyelerin uyarılması ve daha iyiye yönlendirilmesidir.)
Kurul üyelerinin her birinin güne önerdiği üçer şiirden, en çok öneri alan şiirler güne gelir.
Güne öneri yaparken ayrıca dikkat edilen hususlar da şunlardır; - seçki alan şiirler içinden önerilir - hiç güne gelmemiş ya da yakın zamanda güne şiiri gelmemiş üyelerin şiirleri öncelik taşır
Her astığı şiir güne gelebilecek kalitede olan üyelerimiz var. Eğer Kurulun amacı hep en iyi şiiri güne getirmek olsaydı, her gün o şairler günde olurdu.
O zaman "Kurul"un bir önemi de kalmazdı. Her zaman iyi şiir yazan arkadaşları "Günün Şairleri" diye belirler ve her gün onların şiirlerini sırayla güne getirirdik.
Başlık "Günün Şiir" dir. "Günün En İyi Şiir" değildir.
ve;
güne gelen şiirleri beğenmeyebilirsiniz. kurula tepki gösterebilirsiniz... bir üye arkadaşımızın kendi iradesi dışında güne getirilmiş şiirini eleştirirken şiirin hatalarını eksilerini tartışabilirsiniz ki amaç bir parça da budur. şiirin hatalarının tartışılması...
ama şairi rencide edip yaralayacak cümleler kurmaktan kaçınarak... "Aslına bakılırsa yorum yapmak da anlamsız" ise yapmayalım. okunmaya değer bulunmuyorsa okunmasın.
"Şiirniz çok vasat..bununla birlikte günün şiiri olacak kadar beğeni alması karşısında ya kendi şiir anlayışım sakat,ya da sitede ki genel beğeni düzeyi ile hiç örtüşmüyor...oysa günün şiiri olan mavili şiirini ve şairin şiirlerini beğeni ile okuyorum"
bir arkadaşımızın şiir altında başka bir arkadaşımızın şiirini değerlendirmek saygısızlıktır.
lütfen yorumlarınızı şiirin iyi ya da hatalı taraflarını tartışarak ve hem şaire hem da okura aydınlatıcı bilgilendirme vererek yapalım.
vasat kötü şiir değil yorum yapmak anlamsız şiir demeye utanılır
lütfen biraz daha duyarlı olalım sarfettiğimiz kelimler konusunda.
sayın Hilmi Yazgı yorumuyla örnek olmuştur benim için. kendisine teşekkür ediyorum.
Sayın Nesrin Hanım'a uyarıcı bilgilendirmeleri için teşekkür ediyorum. Gerçekten bazen eleştiriler mesnetsiz oluyor ve şairi kırıyor. Eleştiri varsa, dayanakları da gösterilmeli. Sayın Gülgüncan dayanaklarını göstermiş. Bence eleştirisinde kırılacak bir yön yok. (Eleştirilerine pek katılmasam da ) Sonuçta bu halk şiiri geleneğine göre yazılmış bir şiirdir. Halk şiiri açık olur ve fazla derin imgeler aranmaz. Bu şiir halk şiiri tarzında yazılmamış olsaydı elbet bu açıdan eleştirilebilirdi. Meselâ; "katam" kelimesini halk şiiri dışında pek kullanamazsınız çünkü Türkçe yazılım kurallarına aykırı olur. Bu şiiri halk şiiri tarzında bir şiir olarak kabul etmek gerekir ve o forma göre de bence başarılı bir şiirdir. Şunu da eklemek isterim. Şairin, bir başka yoruma yazdığı cevapta; "Bu kalem 38 ödüle imza atmıştır" sözü umarım bir infialle söylenmiştir. Zira, nice ödül alan şairlerin vasatın altında şiirler de yazabildiğini biliyoruz. Nobel almış bir romancının her romanı nasıl güzel olamayabilirse bu da böyle bir şey. Saygılarımla.
sanırım bu şiire ilk eleştirel yorumu ben yaptım ve şiir karşısında düşüncelerimi ifade ettim. yazdığımın çok hoşa gidecek bir yorum olmadığının farkındayım Nesrin Hanım çünkü her şair beğenilmek ister. Ancak "vasat" klimesinin asla ve asla incitici, rencide edebilecek ya da saygısızlık içeren bir kelime olduğunu düşünmüyorum. Düşünsem inanın yazmazdım. Vasattan kastımı da açıkladım zaten. Öncesinde kullanılmış uyakları, ayakları, sözcükleri yeniden kullanamak, belki farklı bir duyuşla söylemek bir yenilik değil, şairin kendini tekrar etme sürecidir. Arkadaşımız ya da arkadaşlarımız ( ki ben de dahilim buna) daima daha iyiye, daha güzele adım atabilecekken neden alışılmış kalıpların dışına çıkamıyoruz dedim... eğer bu kelime bir saygısızlık ifadesi ise, ben saygı kavramını hiç öğrenmemişim demektir. Şair arkadaşımı kırdığımı düşünmezdim ama şayet kırmışsam inanın özür dilerim. Kendisiyle alakalı uzak yakın bi durum söz konusu değildir, eleştirim şiiredir. kaldı ki arkadaşımızın da sadece beğeni yorumlarına teşekkür mesajı ile cevap vermesi, kalan yorumları dikkate dahi almadığını göstermesi, bizim eleştiri yapmamızın bile bir anlamı olmadığını sergilemiştir. sanırım engellemendiğimize dua edip, bir daha hiç bir şekilde eleştiri yapmamamız gerekiyor
Sayın Nesrin Hanım'a uyarıcı bilgilendirmeleri için teşekkür ediyorum. Gerçekten bazen eleştiriler mesnetsiz oluyor ve şairi kırıyor. Eleştiri varsa, dayanakları da gösterilmeli. Sayın Gülgüncan dayanaklarını göstermiş. Bence eleştirisinde kırılacak bir yön yok. (Eleştirilerine pek katılmasam da ) Sonuçta bu halk şiiri geleneğine göre yazılmış bir şiirdir. Halk şiiri açık olur ve fazla derin imgeler aranmaz. Bu şiir halk şiiri tarzında yazılmamış olsaydı elbet bu açıdan eleştirilebilirdi. Meselâ; "katam" kelimesini halk şiiri dışında pek kullanamazsınız çünkü Türkçe yazılım kurallarına aykırı olur. Bu şiiri halk şiiri tarzında bir şiir olarak kabul etmek gerekir ve o forma göre de bence başarılı bir şiirdir. Şunu da eklemek isterim. Şairin, bir başka yoruma yazdığı cevapta; "Bu kalem 38 ödüle imza atmıştır" sözü umarım bir infialle söylenmiştir. Zira, nice ödül alan şairlerin vasatın altında şiirler de yazabildiğini biliyoruz. Nobel almış bir romancının her romanı nasıl güzel olamayabilirse bu da böyle bir şey. Saygılarımla.
sanırım bu şiire ilk eleştirel yorumu ben yaptım ve şiir karşısında düşüncelerimi ifade ettim. yazdığımın çok hoşa gidecek bir yorum olmadığının farkındayım Nesrin Hanım çünkü her şair beğenilmek ister. Ancak "vasat" klimesinin asla ve asla incitici, rencide edebilecek ya da saygısızlık içeren bir kelime olduğunu düşünmüyorum. Düşünsem inanın yazmazdım. Vasattan kastımı da açıkladım zaten. Öncesinde kullanılmış uyakları, ayakları, sözcükleri yeniden kullanamak, belki farklı bir duyuşla söylemek bir yenilik değil, şairin kendini tekrar etme sürecidir. Arkadaşımız ya da arkadaşlarımız ( ki ben de dahilim buna) daima daha iyiye, daha güzele adım atabilecekken neden alışılmış kalıpların dışına çıkamıyoruz dedim... eğer bu kelime bir saygısızlık ifadesi ise, ben saygı kavramını hiç öğrenmemişim demektir. Şair arkadaşımı kırdığımı düşünmezdim ama şayet kırmışsam inanın özür dilerim. Kendisiyle alakalı uzak yakın bi durum söz konusu değildir, eleştirim şiiredir. kaldı ki arkadaşımızın da sadece beğeni yorumlarına teşekkür mesajı ile cevap vermesi, kalan yorumları dikkate dahi almadığını göstermesi, bizim eleştiri yapmamızın bile bir anlamı olmadığını sergilemiştir. sanırım engellemendiğimize dua edip, bir daha hiç bir şekilde eleştiri yapmamamız gerekiyor
Şiirniz çok vasat..bununla birlikte günün şiiri olacak kadar beğeni alması karşısında ya kendi şiir anlayışım sakat,ya da sitede ki genel beğeni düzeyi ile hiç örtüşmüyor...oysa günün şiiri olan mavili şiirini ve şairin şiirlerini beğeni ile okuyorum.. Benim şiirlerimi de beğenen var mı diye baktığımda sizin şiirinize yorum yapan iarasında olduğunu gördüm...Oysa o kadar farkllı tarzımız var ki.. Elbette benim şiirime sizin şiirinize baktığım gibi bakan şairler de olacaktır.
Herkese çok güzel olmuş mu deniyor...yoksa gerçekten insanların şiire ilişkin bir duruşları mı yok...belki de kapları benim algılayamadığım kadar geniş... Sizin kabınızdan dökülen sözler bunlar...yapacak bir şey yok... saygılar....
günümüz modern hece şiirlerinin uzağında ve hemen hemen heceye yeni başlayan her kalemin yazabileceği tarzda klasik bir hece şiiri ile güne başladık.
şiirde teknik kusur olmamasına rağmen, şiiri yukarılara taşıyacak bakir dizelerin olmayışı ve tek ayak üzerinde şimdiye kadar yüzlercesini okuduğumuz normal şiirlerden biriydi.
güzel yönü; duygu dilinin şiire hoş bir şekilde aksettirlimesi olarak düşünüyorum.
ilk iki kıt'ada kulak kafiye dediğimiz kafiye çeşidini görüyoruz ( yol-u-na / bal-ı-na ) redif (na) öncesi "u" ve "ı" sesli harfleri ile gözle görülen bir harf benzerliği olmadığında, ses benzeşimi ile kulak kafiye olayı gerçekleşiyor. "o harfler düşer sadece "l" harfi dikkate alınır" diyenler de çıkabilir ama benim görüşüm böyle.
aynı durum ikinci kit'ada da (sök-ü-yor / çek-i-yor )ile mevcut.
"Deniz dalga dalga gün kızıl kızıl"
aynı dizede iki kez çiftli sıfat kullanılması ne kadar kulağa hoş gelse de, şiir tekniği olarak zaafiyet teşkil etmektedir.
"Gönül pare pare gök parçalandı"
burada eş anlamlı kelimlerin aynı dizede kullanılmasında da yukarıdaki durum sözkonusu. pare pare: parça parça
bunların dışında şiirde güzel bulduğum dizeler de var;
güne gelen şiirlerin çok yönlü incelenmesi şairini asla incitmemelidir Rabia hanım. burası bir edebiyat vitrinidir ve herkesin şiir hakkında olumlu veya olumsuz fikirlerini söylemesi gayet hoş karşılanmalıdır. övenlere teşekkür ettiğiniz gibi, şiiriniz hakkında kırıcı olmadan görüş bildirenlere de saygı duymanız şairliğin erdemlerindendir.
sizin çok güzel şiirleriniz olduğunu da biliyorum. görüşüm sadece bu şiir üzerinedir. örneğin; "İstanbul" isimli şiirinizi siteye ilk ilave ettiğinizde seçkiye bile girememesini ben çok eleştirmiştim. ve siz o şiirinizi İstanbul' fetih gününde tekrar astınız ve güne geldiniz. o şiirdeki görüşlerim bildiğiniz gibi güne çok yakıştığı ve kusursuz olduğu yönündeydi.
bu vesile ile kırılmayacağınızı umuyor ve başarılarınızın devamını diliyorum. güne gelen bu naif şiirinizden dolayı sizi kutluyorum.
efendim tartışmaya sebebiyet vermek adına değil, mantıklı bir düşünce olarak kulak kafiye olarak gördügümü ortaya attım
nasıl ki "yola yıldızdan inci dizmek" ve "bala sevgi örmek" mantık olarak mümkün değilse ( yüzde yüz imgeleme ) bu halde "yol-u-na" ve "bal-ı-na" kelimelerinde teorik olarak iyelik eki aranmayabilir.
örnek vereyim;
düştüm senin yol(u)na banmak için bal(ı)na
şeklinde bir dize olsa, çok açık olduğu için mantığım der ki;
"yol" ve "bal" kelime köküdür ve " l " ile şüphesiz yarım kafiye yapılmıştır.
bakınız, kısacık detaylar bile değişik görüşlere sebep olabiliyor. araştırıp, çokça konuştukça konu daha da netleşecektir.
bu vesile ile, bana bu fırsatı verdiğiniz için size ayrıca teşekkür ediyorum.
Değerli Üstadım, aynı görevde kullanılıp kullanılmadığını belirlemek için ''kime'' sorusunu soralım. Yoluna/balına kafiyesinde şiirin bütününe baktığımızda aynı ikinci tekil şahısa hitap edildiği ve tartışma konusu ''u'' ve ''ı'' eklerinin aynı görevi yüklendikleri görülecektir. Yani bu eklerin ikisi de iyelik eki olarak kullanılmıştır. Bu kelimelerde yüklendikleri başka anlam bulamadım ben. Aslında bu konuları böyle derinlmesine tartışmak inanın çok zevkli. Keşke neyi tartıştığımızı tüm dostlar bilse ve yüzeysel eleştirilerden veya yüzeysel pohpohlamalardan vazgeçilse. En derin saygılarımla. Not: Görüşünüze saygı duyuyor ve siz de haklı olabilirsiniz diyorum.
/ "u" vı "ı" seslerini rediften önce kafiye düşünebilmemiz için bu eklerin ayrı görevlerde kullanılması gerekir. Aynı görevde kullanılan ekler kafiye sayılmaz, olmaz ve o ekten önceki kök heceye bakılması gerekir. /
buraya ben de katılıyorum. yalnız, eklerin aynı görevde kullanıldığı konusunda muhalefet var
neden;
Yıldızlardan inci dizdim yoluna Sevgi ördüm peteğine balına
imge yapılmış iki dizede bahsettiğimiz " u " ve " ı " eklerinin aynı görevde kullanıldığını söyleyebilir miyiz? iyelik ekinin aynı görevi net olarak kullanmadığını gördüğüm için böyle bir düşünce oluştu. farklı düşüncelerin olacağını biliyordum efendim.
sizin açıklmanız da doğrudur. katılıyorum.
zaten o kısımları hata olarak değil, görüş olarak belirtmiştim.
Değerli Üstadım, eleştirilerinizi dikkatle takip ediyorum ve çok faydalanıyorum. Bu açıdan öncelikle sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim. Ancak, kulak kafiye olarak belirttiğiniz durum bence kulak kafiyesi değil. (Siz de ; ""...diyenler de çıkabilir" diyerek bir açık kapı bırakmışsınız. Yoluna/balına kafiyesinde kök kelime (hece) yol/bal dır bence. "u" vı "ı" seslerini rediften önce kafiye düşünebilmemiz için bu eklerin ayrı görevlerde kullanılması gerekir. Aynı görevde kullanılan ekler kafiye sayılmaz, olmaz ve o ekten önceki kök heceye bakılması gerekir. Burada; yol/u ve bal/ı daki "u" ve "ı" ekleri , isim çekim eklerinden iyelik ekleridir. Yani aynı görev için kullanılmışlardır. Aynı görev için kullanılan ekler kafiye sayılmaz kuralı gereği önceki heceye bakmak gerekir ki; o da "yo" ve "bal" dır. Yani "l" sesi ile yapılmış bir yarım kafiye vardır. "Söküyor" ve "Çöküyor" kafiyesinde eklerin aynı görevde olması nedeniyle aynı durum vardır. Sök ve çek arasında kafiye aranmalıdır. Burada da "k" sesi ile yarım kafiye yapılmıştır. Elbet görüşler farklı olacaktır. Burada en iyiyi, en doğruyu aramak üzere bulunuyoruz. Saygılarımla.
efendim tartışmaya sebebiyet vermek adına değil, mantıklı bir düşünce olarak kulak kafiye olarak gördügümü ortaya attım
nasıl ki "yola yıldızdan inci dizmek" ve "bala sevgi örmek" mantık olarak mümkün değilse ( yüzde yüz imgeleme ) bu halde "yol-u-na" ve "bal-ı-na" kelimelerinde teorik olarak iyelik eki aranmayabilir.
örnek vereyim;
düştüm senin yol(u)na banmak için bal(ı)na
şeklinde bir dize olsa, çok açık olduğu için mantığım der ki;
"yol" ve "bal" kelime köküdür ve " l " ile şüphesiz yarım kafiye yapılmıştır.
bakınız, kısacık detaylar bile değişik görüşlere sebep olabiliyor. araştırıp, çokça konuştukça konu daha da netleşecektir.
bu vesile ile, bana bu fırsatı verdiğiniz için size ayrıca teşekkür ediyorum.
Değerli Üstadım, aynı görevde kullanılıp kullanılmadığını belirlemek için ''kime'' sorusunu soralım. Yoluna/balına kafiyesinde şiirin bütününe baktığımızda aynı ikinci tekil şahısa hitap edildiği ve tartışma konusu ''u'' ve ''ı'' eklerinin aynı görevi yüklendikleri görülecektir. Yani bu eklerin ikisi de iyelik eki olarak kullanılmıştır. Bu kelimelerde yüklendikleri başka anlam bulamadım ben. Aslında bu konuları böyle derinlmesine tartışmak inanın çok zevkli. Keşke neyi tartıştığımızı tüm dostlar bilse ve yüzeysel eleştirilerden veya yüzeysel pohpohlamalardan vazgeçilse. En derin saygılarımla. Not: Görüşünüze saygı duyuyor ve siz de haklı olabilirsiniz diyorum.
/ "u" vı "ı" seslerini rediften önce kafiye düşünebilmemiz için bu eklerin ayrı görevlerde kullanılması gerekir. Aynı görevde kullanılan ekler kafiye sayılmaz, olmaz ve o ekten önceki kök heceye bakılması gerekir. /
buraya ben de katılıyorum. yalnız, eklerin aynı görevde kullanıldığı konusunda muhalefet var
neden;
Yıldızlardan inci dizdim yoluna Sevgi ördüm peteğine balına
imge yapılmış iki dizede bahsettiğimiz " u " ve " ı " eklerinin aynı görevde kullanıldığını söyleyebilir miyiz? iyelik ekinin aynı görevi net olarak kullanmadığını gördüğüm için böyle bir düşünce oluştu. farklı düşüncelerin olacağını biliyordum efendim.
sizin açıklmanız da doğrudur. katılıyorum.
zaten o kısımları hata olarak değil, görüş olarak belirtmiştim.
Değerli Üstadım, eleştirilerinizi dikkatle takip ediyorum ve çok faydalanıyorum. Bu açıdan öncelikle sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim. Ancak, kulak kafiye olarak belirttiğiniz durum bence kulak kafiyesi değil. (Siz de ; ""...diyenler de çıkabilir" diyerek bir açık kapı bırakmışsınız. Yoluna/balına kafiyesinde kök kelime (hece) yol/bal dır bence. "u" vı "ı" seslerini rediften önce kafiye düşünebilmemiz için bu eklerin ayrı görevlerde kullanılması gerekir. Aynı görevde kullanılan ekler kafiye sayılmaz, olmaz ve o ekten önceki kök heceye bakılması gerekir. Burada; yol/u ve bal/ı daki "u" ve "ı" ekleri , isim çekim eklerinden iyelik ekleridir. Yani aynı görev için kullanılmışlardır. Aynı görev için kullanılan ekler kafiye sayılmaz kuralı gereği önceki heceye bakmak gerekir ki; o da "yo" ve "bal" dır. Yani "l" sesi ile yapılmış bir yarım kafiye vardır. "Söküyor" ve "Çöküyor" kafiyesinde eklerin aynı görevde olması nedeniyle aynı durum vardır. Sök ve çek arasında kafiye aranmalıdır. Burada da "k" sesi ile yarım kafiye yapılmıştır. Elbet görüşler farklı olacaktır. Burada en iyiyi, en doğruyu aramak üzere bulunuyoruz. Saygılarımla.
Çevrimdışı girdim bakıp çıkacaktım.Adınızı ana sayfada görünce sayfaya geldim şiiri okudum .Şiir çok sade .Dedim ki, bana az kaldı yani sıra bana geliyor dedim güne düşme sırası.Neden mi bu şekilde düşündüm?Çok özenle sizi kırmamak için kelimelerimi seçerek ifade etmeyi başarabilirim umarım.Güne düşecek kadar çok çıta üstü bir şiir değil.Vasat benim yazabileceğim gibi.Yani benim yazım şeklime benzer .Ben iyi şair değilim.Ama umudum var.Aslında ben beğendim .Ama seçer miydim ?Daha iyisi yoksa evet seçilebilir .Bu seçimden anladığım kadarıyla seçici kurulda bir boşluk var ya da üretim sekteye uğradı.Yaz rehaveti şiirleri vurmaya başladı anlaşılan.Ama bu şiirin seçilmiş olması bana, yani benim seviyeme doğru bir iniş var hecede diye düşündürdü.Hazır bana kadar gelmişken bir hece şiiri de ben yayınlasam mı ? Güne düşer miyim ?Yok istemem :)
Biliyor musun şu anda yüreğim ne dediyse , parmaklarım onu yazdı.Kimseyi kırmaz bu yazdıklarım biliyorum.Ancak herkes sahteye öyle bir alıştı ki, samimiyetle yazılanlara belki tepki çıkar.Ama tüm samimiyetimle sadece hissettiklerimi yazmak üzere içeriye girdim.
Yineliyorum .Şiir çok çok çıta üstü değil.Ancak sade ve güzel.
Günün şiirini yazan şairi kutluyorum Tebrik ve bu güzel şiir için teşekkürler. Not:" Al güle çiğ düştü yüreğe mâtem" mısrasındaki "çiğ" çiy olacak elbet. Bir harf hatası yapılmış.
Mehtabı dolaştım hüzünde bugün Aşkın gizemi var sözünde bugün Vuslat yas tutuyor özünde bugün En güzel gecenin ilk seherinde.
Gündüze ramak var gece dolandı Gönül pare pare gök parçalandı Gözyaşı sır oldu hep Yoncalandı En güzel gecenin ilk seherinde. ÇOK GÜZELDİ..GÜNÜN ŞİİRİNİ VE ŞAİRİNİ YÜREKTEN KUTLARIM..SEVGİLERİMLE..
Aya hâle düştü hilale hâtem Al güle çiğ düştü yüreğe mâtem Gönder nazarını sevgime katam En güzel gecenin ilk seherinde. .............................................. en güzel gecenin güzel dizeleri( gölge düşürmeye gerek yok(ayşegulgulcan) gayet güzel bir çalışma olmuş.kutlarım şairi hecede ki çalışmalarınız elbet bir gün hecenin en güzel şiirinide yazacaktır.saygı sevgi yolluyorum.
baki ceylan tarafından 7/10/2009 10:58:08 AM zamanında düzenlenmiştir.
Gündüze ramak var gece dolandı Gönül pare pare gök parçalandı Gözyaşı sır oldu hep Yoncalandı En güzel gecenin ilk seherinde. *************************************** GECELER HEP GÜZEL SEHERLER BEREKETLİ OLSUN BAŞARINIZ DAİMİ OLSUN İNŞ.
çok vasat bir şiir... bunlar zaten yazılmış, söylenmiş milyon kere... öz,söz,göz sök,bük,çök yani ben bekliyorum ki gerçekten hece adına ciddi çalışmalar ortaya çıkarılsın hece şiiri bizim öz kültürümüzün simgesidir.türklerin öz be öz şiir şeklidir. bu şekilde ortaya zaten halk edebiyatımızın en nadide, en seçme eserleri verilmiştir.bir karacaoğlan bir köroğlu bir aşık veysel zaten tüm bu kafiye şekillerini ve sözcükleri kullanmak suretiyle ortaya birbirinden güzel sayısız eser çıkarmıştır ama lütfen aşın artık 21. yy da yaşıyoruz şiirin felsefeyle, imge dünyasıyla, post modernizmle örüldüğü, ince ince dokunduğu bir çağda hala bu şekilde gidemeyiz böyle gitmeye devam edersek kendi kültürümüzü kendi ellerimizle yok etmiş olacağımız su götürmez bir gerçektir. bakın asla şiir kötü demiyorum başarısız demiyorum aksine gayet güzel, hoş okunası bir çalışma lakin benim ifade etmek istediğim alışılmış şemaların dışına çıkmayı başarabilmemiz gerektiği... bunu hece şiirine duyduğumuz saygıdan ötürü yapmalıyız
sevgilerimi bırakıyorum ama bence güne düşecek kadar özel ve anlam ifade eden başarılı bir çalışma değil sizden ve bu bağlamda diğer hece yazan arkadaşlardan çok daha sıradışı ve çarpıcı şiirler bekliyorum
Mehtabı dolaştım hüzünde bugün Aşkın gizemi var sözünde bugün Vuslat yas tutuyor özünde bugün En güzel gecenin ilk seherinde.
Gündüze ramak var gece dolandı Gönül pare pare gök parçalandı Gözyaşı sır oldu hep Yoncalandı En güzel gecenin ilk seherinde.
Bunları ayırdığıma bakmayın, şiir baştan sona mükemmel bir güzellik çağlayanı gibi. Kutluyorum günün şiirini ve kutluyorum günün şairini... Yüreğinize sağlık Rabia hanım, selamlar, saygılar...
Yıldızlardan inci dizdim yoluna En güzel gecenin ilk seherinde Sevgi ördüm peteğine balına En güzel gecenin ilk seherinde.
Keşke hep böyle sevgi, mutlulukla devam etseydi şiiriniz. Bugün mutluluk şiirleri okumak istiyorum. Harika imgeleriniz var. Tebrik ve teşekkür ediyotrum Rabia Hanım.
Şükürler olsun ki sevdiğim buldum Bu gece mest oldum onunla güldüm Sevda deryasına daldım boğuldum En güzel gecenin ilk seherinde..............Deyivedim bende gari
Yüreğine sağlık
Mükemmel bir eser
Dayanamayıp bir dörtlükde ben bıraktım.İnşallah şiirinizin ahengini bozmamışımdır
Yıldızlardan inci dizdim yoluna En güzel gecenin ilk seherinde Sevgi ördüm peteğine balına En güzel gecenin ilk seherinde.
Tan yeri ağardı şafak söküyor Cem oldu bulutlar hasret çekiyor Gönlüm gurbet elde boyun büküyor En güzel gecenin ilk seherinde.
Aya hâle düştü hilale hâtem Al güle çiğ düştü yüreğe mâtem Gönder nazarını sevgime katam En güzel gecenin ilk seherinde.
Deniz dalga dalga gün kızıl kızıl Esti acı poyraz taş kesti buzul Efsunlu dünyanın mührüne kazıl En güzel gecenin ilk seherinde.
Mehtabı dolaştım hüzünde bugün Aşkın gizemi var sözünde bugün Vuslat yas tutuyor özünde bugün En güzel gecenin ilk seherinde.
Gündüze ramak var gece dolandı Gönül pare pare gök parçalandı Gözyaşı sır oldu hep Yoncalandı En güzel gecenin ilk seherinde.
rabia hanım çok beğendim benimde geceler diye bir şiirim var.çok sevdiğim tarzda yazılmış dizeler kutlarım emeği ve de kaleminizi selam ve saygılarımla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.