2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1212
Okunma
Kavga ederek büyüdük biz!
Tekmeler silkelerdi paçamdaki çamuru
ve yumruklar.
Muştalı bir yumruğun busesi
hâlâ durur sağ yanağımda.
Beslenme çantamdaydı annemin duâsı,
cebimde bir külah dondurma parası,
onla da gider sargı bezi alırdık
yüzünün kaportası eğilmiş arkadaşlara.
Kavga ederek sevişiriz biz!
Haykırışlarımız öpücüktür,
Sarılışlarımızdır cümle sonlarındaki ünlemler.
Teninin tenime değişidir
ve elinin elime,
fırlattığın tabak çanaklar.
Kırık camlar yansıtır aşkımızı,
ta gözümüze gözümüze.
Kavga ederek öleceğiz biz,biliyorum!
Azrail’le iki etaplık bir maç,
kaçamasak da yine savaşacağız.
Ne zaman ki can çıkar;
o zaman çıkar bu huyumuz.
Yatıp sırtüstü
kabullenmek ölümü bize göre değil.
Kavgacı bir ruhun son silleleri yarar
ölü odamızı.
Sonra biter nefes,
kavga biter.
Ölümün uysallığı o zaman çöreklenir üstümüze.
Yüzümüz kızaracak yine de,
biliyorum,
yenilmişlik zor...
Ben kendi adıma ezilmişliğimi kabulleneceğim
ve çaresizliğimi,
güçsüzlüğümü.
Tıpkı;
ortasından sıkılmış bir tüp diş macunu gibi...
(Hercaî)
5.0
100% (1)