1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1634
Okunma

...-Senin gidişinin ardından,
Topladım,ardından ne varsa,
Aldım yanıma.
Eski bir kasabaya yerleştim.
Daha sessiz daha sakin.
Şehrin kalabalığından,
Gürültü kirliliğinden kurtuldum.
Bir başımayım...
Uzun uzun sahilleri yürüyorum,
Kilometrelerce.
Çığlık çığlığa haykırıyorum martılara sevdamı.
Sabah erkenden uyanıyorum.
Koşa koşa güneşin doğuşunu izlemeye gidiyorum.
İçime huzur doğuyor,
Sanki sen doğuyorsun yüreğime.
İzliyorum,fotoğraflar çekiyorum.
Yavaş adımlarla evime geliyorum.
Bahçedeki verandada,
Soğuk bir soda içiyorum (karpuz çilek)
Tek kişilik masamda,
iki kişilik yemekler hazırlıyorum.
İki tane tabak,iki tane bardak,
kaşık çatal bıçak hep iki kişilik.
Saatlerce sürüyor yemek faslı,
Uzun uzun sohbet ediyorum yokluğunla,
Seni yanlızlığımla sana anlatıyorum.
Ve akşam oluyor.
Tekrar koşturuyorum gün batımını izlemeye.
Gidişini izliyorum adeta her akşam.
Tıpkı arkandan bakıp,
Bir "GİTME" diyemediğim gibi.
Bildim hep;
Batan güneşe gitme kal desemde terkedecek beni
Sanada gitme kal desemde,
İyice hazırdın bu sefer gitmeye.
Sende giderdin nasıl olsa.
Sutum.
Diyemedim.
Ellerimle uğurladım.
Gidişini tıpkı bu güneş gibi izledim.
Fakat bu batan güneş,
Yarın yine doğacak.
Ama eminimki sen gittiğin yollardan
Asla geri dönmeyeceksin.
Ben her gün doğuşunu senmişsin diye
Günaydına geleceğim,
Kucaklayacağım.
5.0
100% (1)