0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
828
Okunma
Her gün küfrederek uyandığım karanlık mekanlar.
Yalnızlığa sürüklenmiş karanlık içinde boğulan ülkem.
Gurbette de hasretim, içinde yaşarken de hasretim …
Ben sana, sen aydınlığa hasretsin.
Vatanımsın sen uğruna canımı feda edebileceğim,
Gurbetimsin, hergün özleyeceğim.
hasretimsin hiçbir zaman bitiremeyeceğim.
Her gece hüznümsün,
sabahlara kadar uğruna ağladığım
ve sığınağımsın her rüyada,
yokluğun ölüm gibi soğuk
senden uzak kaldığımda buz tutar bedenim
ürperir titrer tüm tenim
kara kara sakallar sarmış çevremi çember gibi
hem yokluğun hem de karanlık ürpertir
farelerin cirit attığı odam
fahişelerin mekanı olmuş sokağım
Bilemezdim böyle tutulacağımı sana
nasıl başladı ne zaman tutuldum
ne başını nede sonunu biliyorum yani
zaman su gibi akıp geçti o ilk görüşmeden bu güne
Nasılda bekledim seni
anne olma telaşında bebeğini bekleyen hamile gibi
hem korku ile ürperip hem de heyecanla titreyerek.
nasılda hasretim sana
Konya ovasında Temmuz ayında
sahursuz oruç tutan ırgatın
iftara beş kala suya hasreti gibi…