sana iki ayrı mevsimin
iki ayrı ikliminde açan,
filizler bırakıyorum
dayanamazsın biliyorum
ama;
sabreyle, cemrelerin yürekleri güldürdüğü mevsimdeyiz
cemrenin düşmesini
bekle yüreğime,
sen benim yüreğime düşen cemremsin
ki;
bilirsin
bereket getirir yeryüzüne düşen her cemre
sen sana yaktığım sevdalara soyunuyorsun şimdi
bense yeni giyiniyorum soyunduklarını
seni düşlüyorum tüm ihtilallerden beri
sen benim yüreğimin devrimisin
ki;
bilirsin
zordur ayakta tutmak devrimleri
şimdi hangi gül bahçesinde güler
çocukluğumuz
kim yalancı evlilikler yaşar seninle
çoktan yalan olan evciliklerde,
susarsın gözlerime baktığında
susuşun,susuşum olur
sana susarım
senin gözyaşlarınla yoğurulmuş
çeşmeler yoktu bizim okulmuzun bahçesinde
sen vardın,
gözyaşından dökülen bir damla yaşa muhtaç
kalmış mecnun leylasının,
olsun...
delikanlılık varmış mecnunda,
razı kalmış susuzluğa
bana gözyaşından bir içimlik
ayırır mısın?
sen benim durmadan akan şelalelerimin,yazgısın
ki,
bilirsin
yaradan tarafından kaleme alınır tüm yazgılar
ve bizim yazgımız,
çıkamazsın...
...