6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1346
Okunma

1
Sana deli divane, bu gönül sana
Zalimi dönüştürür, sevgin insana
Yandım hasretinle ey güzel şehir
Dikene büründüm, gülüm olsana
2
En güzel ahular, sensiz ahu zar
En güzel gül bile, sensiz güli zar
Tanrı kıskanmasın, sana sevgimi
Yârim imrenip de, etmesin nazar
3
Bir anlık ayrılığın bir asır gibi
Sensiz dar zindandayım bir esir gibi
Uzaklarına düşmek kader olsa da
Senden ayrı kalmak bir kusur gibi
4
Ne güzel bilir misin sana inanmak
Senin kokunu duyup sana uyanmak
Hayat öyle zalim ki sende olmasan
Mümkün değil bu zulme bir an dayanmak
5
Kadınlar geldi geçti bir sen geçmedin
Bakiydi vuslatımız vade biçmedin
Beyaz güvercin olup bir bir uçtular
Mavi güvercinimdin bir sen uçmadın
6
Alıver gönlümü rüzgarlarına
Kelepçele ruhumu ihbarlarına
Yedikule Zindanında kölen olayım
Yorgunum gitmekten firarlarına
7
Yokluğun cehennem varlığın cennet
Şimdi Bebek’teyiz yar ve ben farzet
Nasıl mutlu olurum, nasıl bahtiyar
İşte o zaman derim bitti bu gurbet
8
Nazım’ın yâri varmış adı Piraye
Yakmış Nazım’ı gurbette aşk pare pare
Gözlerindeki maviler solmasın diye
Piraye kız İstanbul’u yollamış yare
9
Şairi Azam dediğimiz o Necip Fazıl
Koparılmış İstanbul’dan oda bir fasıl
Renklerin solduğu siyah sürgünde
İstanbul’u yaşamış kim bilir nasıl
10
Yaşamak İstanbul’u anıda düşte
Mahsun tebessümde, meftun gülüşte
İstanbul’u anlatırdı şiirlerinde
Derler mi ardımızdan o son gidişte
11
Yorulmam yorulamam İstanbul’u yazmaktan
İsmini yüreğime lalelerle çizmekten
Hatırası eskidir ruhumda şarap gibi
Tanrı günah mı yazar onu içip sızmaktan
12
Çeksem İstanbul dolu, maziden hangi ağı
Canlanır gözlerimden bir tramvay durağı
Gözlerime çiy düşmüş saçlarıma kırağı
Şimdi tatlı bir hayal o gençlik çağı
13
Kubbede hoş sedadır seni anan dillere
Esirgeyen Hüda’dır sende doğan kullara
Bil ki bu can fedadır sana giden yollara
Bil ki bu an vedadır İstanbullu güllere
14
Ne zaman dönüp baksam gümüşi kubbelere
Minareler yükselir içimdeki göklere
Ne zaman hasretinden sığınsam tövbelere
Tanrı sabır yüklüyor içimdeki yoklara
15
Sultanların şehrisin ey şehirler sultanı
Umuda hemşerisin umutsuzun kalkanı
Bedeli olacaksa sensiz geçen bir anı
And olsun ki giyinmem saf ipekten kaftanı
16
Gençliğimden hatıra siyah bir saç tutamı
Kalbimde yaşatmakta sevda matemi
Yinede bu şehre ruhum etmez sitemi
İstanbul varlığımın huzur totemi
17
Ben etsem de sana, etme bana ah
Ben işledim sende işleme günah
Dönülmez yolların yolcusuyum ben
Biliyorum ki sensiz olunmaz iflah
18
Gönülden gönüle hep dilden dile
O koca payi taht sığar mı ile
Peygamberden muştulu ey kutlu şehir
Sensiz yaşamak mı artık nafile
19
Unutur derdimle kendi derdini
Yaşatır yan yana Haktan her dini
Biat eden nice garip gönülün
Seyrü sefada geçer artık her günü
20
Gecenin koynundayım gece senin koynunda
Aslında hiçbir şey gitmiyor sensiz yolunda
Uzaklarda çok uzaklarda bir ay ışığında
Yakamozlarının gölgesini hissederim uykumda
21
Gece sensiz derindir umutsuz ve uykusuz
Olmadı sensiz günüm masalsız ve öyküsüz
Gününde gecenin de sahibi sensiz şehir
Zamanın efendisi sen yoksan zaman öksüz
22
Sensiz hiçbir dileğim olmuyor gerçek
Soldu hepsi sensin kalan tek çiçek
Yıktın bitirdin de doymadın zalim felek
El çek artık yakamdan tükendim el çek
23
Sevda yeli eser deli hala başımda
Yaş kırk beş oldu gönül yirmi yaşında
Fatih-Harbiye tramvayı Eminönü’nden
Alıp geçer beni yar ile düşümde
24
Senle doğdum büyüdüm senle yaşlandım
Cibali Karakolu’nda sana fişlendim
İstanbul’un delisi diye Bakırköy’ünde
Defteri kebire hemen işlendim
25
Tütün bastım acılara sur dipleriyle
Kalem kırdım anılara edipleriyle
Rakıyı yudum değil meyhanelerde
Hasrete katık ettim fondipleriyle
26
Sarınca tepeleri renk renk laleler
İner kıyılarına mavi hareler
Haydarpaşa Garında bahar akşamı
Son veda’mı haykırır tüm minareler
5.0
100% (3)