38
Yorum
0
Beğeni
4,8
Puan
2066
Okunma


Yıldızlarla dolu gök kubbe altında
Özlemlerim ateş böcekleri gibi kıvılcımlar saçarken
Tükenmez yokuşlarını tırmanarak yaşamın
Gün doğumuyla çıkar da gelirsin ta ötelerden
O an delişmen poyrazlar susuverir
Ihlamur kokularından da beter
Dingin bir ferahlık büyür de büyür
Ufuk eğrilerinin içinden bir güneş doğar ya apansız
Yazın yakmayan
Kışın üşütmeyen
O sensin işte
Tüm iklimleri barındırır gibisin…
Kopuk bağlantılı bir zamandan çıkıp
Senle başlamak yaşama
Bir an’dan öteki an’a geçerken
Boz tüylü sevinç yankılarının
Gönüllere çarpmasını yakalamak birlikte
Gün batımlarına koşmak el ele
Örümcek ağları gibi
İpeksi şiirlerimizin
Dizelerine son izlerimizi nakşetmek yüreklice
Ne güzeldir ne güzeldir…
Dağların şahikalarını yurt edinmiş tanrılara
Adanan bir sunak taşı gibidir
O iki sözcüğü ezberden söyleyişin
Can’sın sen
Heyecansın sen
Gönlümde barındırdığım göz’sün sen
Harfsin,hecesin,sözcüksün,sözsün sen
Bu yüzden bambaşkasın
İşte bu yüzden, okuduğum kitaplardaki öz’sün sen
Yoksan eğer
Ruhumun
Tüm haykırışlarını yakıp kül eden bir sessizlik
Yosun artığı otlar arasında
Büyür de büyür kendiliğinden
Ben senle birlikte yürümeyi ne çok seviyorum bir bilsen
Varsan
Hiç bilmediğimiz sınırları birlikte geçerek
Kaybolma tehlikesi olmaksızın
Dolaşır dururuz
Gerçeğimizi aradığımız taşralarda
Gölgesini yitirmiş tüm ardıçlara yaşam vermek için
Sular taşırız
İçimizde suskun duran sesimizle…
Necdet Arslan
5.0
81% (13)
4.0
19% (3)