15
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2252
Okunma

karşı pencereleri yalayan
eylul kokulu gün batımlarında
sanki yanar yüreğim kızılca
kadınlığıma vurur acılarım
vakitli vakitsiz
kanamalarım
sonrası işte.
eylul sonrası...
ruh yarım
henüzken
bulunmuş izin,
ağzında yanık bir ıslık
türküler eşliğinde
halay başlarında
salladığın pulludan yansıyan keyf
saplandıkça bağrıma
deli gönlüm
bekler bekler
eylul
yokluk
ve sonu...
içsem şöyle
’yanlış anlama seni’!
dudaklarımdan
dudaklarına
küstah yanlızlığa ve kıskançlığa inat;
savurup öylece
işte ;
eylulce...
kapatıp yüreğinin mayıs kapılarını
ne rüyalarla açılan buz mavisi göklere açılan
ve sadece ikimizin gecebildiği
o dar kapıları
avuntularla bırakıp bana
gidiyormusun
eylulce....
tozlandırıp sararan yaprakları
esip savuruyorsun
titretip yüreğimi acılarla
fırlat eylul’ün şehvetiyle...
bekledim yıldız tepesınde
yazdım hasreti
okudum kırık notalarda
dört yanı kuşatılmış
çaresiz hüsranı...
tutunup kızıl guruplara
parlayan lamelerle yazdım adını
inleye inleye.
sor istersen rüzgarın nefesine...
yetmedi ;
nereye tutunsa parmaklarım
tek tek çözüldüler iliklerden
cesaretsiz nice umutlarım....
oysaki ;
kervanlarını soluklandırdığın
saraylarım hazırdı
ömrünce konaklamana...
sarıp başımı eylul’e
mayıs’ın harıyla sensizlik düşerse yüreğime
karışır birbirine iniltilerim toprakla...
sorarlar seni bana....
nasıl derim
yeni aşk buldu kendine diye...?
yolu yokmu bu eylul’un....
delikızım....mayısonyediikibinbeş
5.0
100% (8)