4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
740
Okunma
mevsime aldırış etmem
voltama yüklerim sessizliğimi
kaplumbağa hızıyla bir duvardan bir duvara
kar yağıyor
gök kubbenin dipsizliğinden
yumruk yumruk
yağabildiğince yağsın tutsak bakışlarımın üstüne
yağsın da sussun özlemim
martısız denizdir
kilitlenmiş
kelimeleri unutmuş dudaklarım
vayyy.....vay!
bir kar yangını harlanıyor yollarında
tilkiler dolaşmaz bu havalarda
keklikler uçmaz
soluklar yapışmadan bıyığa donar
bu havalarda burnunu görmez insan
vayyy..vay!
patikalar kayıp
kıbleye dualar kondurulur
dağlar feryat eder
gülsün diye güneş
bu havalarda
kaç muratsız can gömülü
kaç el
kaç ayak
kaç parmak dökülür bilirim
seni de biliyorum
kanat çırpıyorsundur şimdi
soğumaz namlulardan dağdan dağa
ama dondum demeden
şafakları taşıyorsun
dayanan dizlerinde bilirim
yorulmuş karların rüzgarı
taraksız saçlarımda durur
kulaklarım nar kırmızısı
dokunsam dökülür
anlıyorum doğanın acımasız kesilişini
öfkem ondan
suskunluk yüklediğim voltalarımda ondan
bagok şafağı
benlikler sargısındayken
karanlık dehlizlerin
sürüp giderken avuntulu yaşam
badirelerin kırgınlığında
tutuşanlarda vardı süresine aldırmadan
dostsuz
çizgisinde yürüyorlardı hüzünlerin
onlar tarihti
tarih onlardan habersiz
bizse sorumsuzluğun dizisiyken
haberler yankılandı korkakça
mermiler yürürken namlulara
dar ağacındaki isyanlar adına
bir gün
bir akşam
aralıksız bir ülke söylenmiş
kurumuş kan damlaları
koklanmamış çiçeklerin yapraklarında
ve kimyasal yanığında yirmi can
panzerlerle ezilmiş
tarrakalara uğramış canlar
Hiroşima nagazaki değildik
ot yeşermez bir vadide
tuhaf ölümlerin kazıntısında
diriliş sancısıydık
göğsümüzde deprem sarsıntısı
cehennem yangınından sonra
yankılandı çığlıklar
sessizliğimizin telinden
lanetli varoşlara
yirmi canın gömüldüğü bir mezar başında
gözlerimiz buğulu tarih sergisi
oyyy... mermisiz vurulmuşuz
vurulmuşuz yirmi yerimizden
bagok şafağı
anaların esrik ağıdı
yasak şiirimizin ilk dizeleri
yazıverdik acemice
bölük pörçük
çarmıha gerilirken sahte sevinçler
arındık toprak rengiyle suskunluğun kirinden
kapkara perdelerle örttük
sorumsuzluk dizilerini
çıldıran çağın buzlu diliminde
tutuşanlarda vardı süresine aldırmadan
bagok doruğundaki meşale sıcağından
çözüldü buzulları huzursuz kararsızlığın
boyunlarda sallanacak güneşlerle
dönmek üzere
vedalaşmadan vuruldu yollarına geleceğin
kabzalar değerken serinliğine kayaların
5.0
100% (4)