0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1250
Okunma
Yere bakıyorum kanadı kırık bir kuş
Yüreğimi ağlatırcasına
Göğe bakıyorum gökkuşağı mermi dolu
Gözümü dağlarcasına
Bulutlandı gök yağmura gebe
Bir koku, yağmur kokusu gibi
Bir dolu barut simsiyah örtülü
Sığınaklarda duman kokusu
Dağ tepe kaçaklarda saklı
Kentin ışıkları ışıldamalı yüzler gülmeli
Bir köşede oturup ağlamamalı
Saksının çiçeğinde toprak olmalı
Ektiğimizin kökünde barut olmamalı
Ve o ektiğimizin goncasını gübrelemeli
Oy benim yaralım fidan boylum
Yaşamında savaş pusatsız olmalı
Yalnızlığımda gözümü is bürüdü
Apansız ve umarsız bir uğraşta
Sığınaklarda yoruldum
Benliğimi saran çocuk yüzlerde kayboldum
Yıllar öncesi yitirdiğim aynada
Yıllar sonra seni gördüm
Başımı omzuma yasladığında
Ağrısız ve sızısız çiçeklerinle
O küçük yüzler güldü
Eller yumuk, eller pamuk
Ama toprak kara, çok kara
Gökkuşağı artık uzakta
Mavzerimi evimin çatısına astım
Kuşandım yakışıklı giyitlerimi
Çırpınan yüzler, çırpınan analar
Ve savaşın ağlayan anası
Kafesteki kuş, artık özgürlük yolunda...