...
adın
çıplak bir gülüşün tebessümünde saklıydı
sahipsiz düşlerin oynak bakışları
zemheri geceye inat felfecir okurdu
esamesi okunmamış daha aşk’ın
sokaklar hep bakire
kaldırımlar yosma damgasından o kadar uzak ki
günah daha işlenmemiş bile
işlendikçe kader
içlendikçe keder yazılırmış
dilinde sûkut ilmeği düğümlendikçe
hasret kangren sanki göğsünde

aşk seni bekler istasyonunda
önce gözlerimden gittin
sonra gördüklerimden

yaşın
efsunlu bir kalp çarpıntısı kadar eskiydi
yağmur sularında biriktirdiğin zehirle
metruk adreslerin
kapı önü ölülerini yıkıyordun
içimize düşen saydamlıktı gece
o kadar kara ki
acıları yağdıran tanrı yaşındaydın
zaman sadece fiyakalı bir uzaklık
dokunsalar adın
acıtsalar yaşın eksilirdi
koştukça aşk’a
yaraların güzelleşirdi

aşk seni bekler istasyonunda
önce kabuk bağladın
sonra dağladın

ben bekledikçe
sen hep geç kaldın
şimdi o istasyonda
yalnızlık bekliyor
seferi ertelenmiş aşk'la

...hayata geç kalan,aşk'a geç kalan, mutlaka ölüme erken varandır...var mı inecek olan,bu son istasyon...yoksa devam...

sevgimle ...hep sevgimle...