2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1105
Okunma
Metroda şiirler yazardım aşka
Şovalyeler ile pehlivanları vuruşturup, hissederdim kadınca
Bip sesi ile mahallemize geldiğimizi anlayınca
Küfür ederdim, sana getirmeyen belediye hatlarına
Memur çocuğuydum, haftaığımı yatırırdım Amerikan sigarasına
Bir fırt ile, devesi götürürdü uzaklara
Uğramazdık inadına senin evin sokağına
Annen söyledi, sen gitmişsin uzak diyarlara
Sözde yaşlılıktan başka dert yokmuş dünyada
Utanarak gittim de, ağrı kesici bile bulamadım Nişantaş’ında
Belki bakmalıydım fakir mahallelerin kucağına
Orada kuşlar konarmış damlara
Ne yaptım ki, merdivenlerden çıkıyordum usulca
Yaşım çok gençti vurulmak için hoyratça
İşin komik yanı, bir elbise askısı taktı bana kanca
Üzelmeli miyim gülmeli miyim bilmiyorum sonbahar zamanında
Akşam vakti olsa kapaklanacak adam mıydım aşka
Börtü böcek ile patlatırdım bir şarkı Dünyaya
Ama sabah güneşi gösterdi yüzünü açıkça
Ölürüm, bu aşk karşılıksızsa