2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1632
Okunma
Gurbet perdeledi sılayı bana
Tipi, boran, tozda tut ellerimi
Hasret azabıyla od düştü cana
Beden yandı közde tut ellerimi
Kara sayfalara düştü emelim
İki büklüm oldu doğrulmaz belim
Ayak prangalı, zincirli elim
Kelepçemi çöz de tut ellerimi
Ayrılık tenime yapıştı gitmez
Asırlar geçse de bu sevdam bitmez
Neden hüsran beni asla terk etmez
Kaderimi boz da tut ellerimi
Yürekten akan kan gül oluverdi
Yaşlarım aşkınla sel oluverdi
Şiirler sevdama dil oluverdi
Birkaç mısra yaz da tut ellerimi
Bilen yoktur perperişan hallerim
Gömüldü maziye tüm hayallerim
Kayboldum meçhule düştü yollarım
Yürüdüğüm izde tut ellerimi
Yazgım buysa elbet bilirim Hak’tan
Gideceğiz bir gün geldik topraktan
Ben bohçamı dürdüm, dürdüm be çoktan
Gözyaşını süz de tut ellerimi
Direndim olmadı, artık pes dedim
Bahattin seninki boş heves dedim
Tükeniyor artık bak nefes dedim
Mezarımı kaz da tut ellerimi
16 Nisan 2009/Erzurum
Bahattin Kızılkaya