4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1526
Okunma

Saklı kentlerde kayboldum
Gidişinin ardından
Yıllar eskitti biraz ellerimi
Çatlaklar geçmişin simgesi
Dokunsam sana eskisi olacak mıydı?
Yine şefkatle dokunabilecek miydim sana
Bu ellerle olur mu acaba?
Karla karışık yağmur şimdi gözlerim
Ne gidebilirim kaybolmadan
Nede kalabilirim kaybolmaya
Yüreğinde yer yok ki ben olmaya
Aşığım sana ama kırgın
Asiyim ama çağlayamam
Düşmanısın beni içerden fetheden
Bu savaşın ardından
Kim ölür, kim kalır yüreğimde
Kaçacak yer yok
Köşe başları tutulmuş
Kovalamaca bitti
Az kaldı tutacağım ellerinden
Dur çekme ellerini
Bu çatlaklar yılların izleri
Acıtmaz seni beni incittiği gibi
Saklı kentlerde kayboldun
Kendimi bir uçurum kenarında buldum
Ne düşebilirim ömründen
Nede kalabilirim gönlünde
Hadi uzat elini
Ben bir adım daha atmadan ileri
Hadi uzat ki kalabileyim
Düşüyorum …
Sızlıyor göğsüm bıraktığın yerde
Avuçlarımda kalan sadece toprak
Nasıl sıkmışım bilmiyorum
Hala ellerimdeler
Kokusu kaldı beklide bastığın yerin
Kalmasını istedim beklide
Hiç yıkamadım ellerimi bu yüzden
Bazen bir rüzgâr çıkar
Harabelerden gelen bir uğultu
Kalıntıların sesi gelir kulağıma
Beni çağırır apansız zamansız
Gidemem benim surlarım örülü
Kalelerim çevrili
Çıkamıyorum zaman yok
Kara bulutlar sardı dört bir yanını
Zaferlerin izi yok
Belki açar güneş
Belki dağılır bulutlar
Açılır yeni ufuklar
Bir sur kenarından bakarken
Gölgen düşer yüreğime
Bulutlu günlere inat bir güneşle
Zehirlenmiş kentlere inat
Bir tohum filizlenmekte şimdi
Ellerimde kalan toprak izlerinden
Bir parça güneş
Bir parça umut
Üzerine su yerine mutluluk
Yarınlara kalacak
Belki birazda aşk
Neden olmasın
Savaşın nedeni aşk değil miydi
Beklide yeniden doğuşun başlangıcı olur..