17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3961
Okunma

Sanki yüzyıl geçmişti
O sıcaklığı o kokuyu …
Görmeyeli o güzel yüzünü…
Sana hasret kaldım anne
Bilseydim gitmelerin bu kadar erken olduğunu…
Bilseydim hasretlerin içi bu kadar yaktığını…
Bilemedim sana olan bu yangınlımı yanılmışlığımı
Bilemedim, bilemedim anne
Kal deseydin gitmemem için önüme set çekseydin
Kucağına alıp gitme yavrum deseydin…
Yine seni dinler miydim
Gittim uçtum bir kus gibi…
Artık güven yoktu sıcaklık yoktu
Sadece bilinmeze uzanan bir yol vardı önümde
Uzaktaydı artık benim o güzel ülkem
Ağlayacak bir kucağım kalmadığını gördüğüm anda,
Bir kor düştü o bakir ormanlarıma…
Yalvardım tanrıma bu yangını söndür ,
Bu susuzluğu dindir diye…
Yakarışlarım sana geldi mi anne
Duydun mu bu sessiz çığlıklarımı bu ,çaresiz haykırışlarımı
Duyuramadım ne sana ,nede tanrıya
Anlatamadım yasadıklarımı bu sahte hayata
Sana gelmelerim çok yakındı ,sana gelişimin dönüşü olmayacaktı
Bu yarım kalmış hikayemi bitirip ne varsa yarıda kesip
Sana gelecektim
Ben sana gelmeden bir telefon geldi
Sana gelmelerin anlamı bulanıklaştı gözlerim karardı,
Sen gittin ya! artık bir dünyam olmayacaktı
Güneşim doğmayacak ve sana uzanan ellerim hep boşluğa açılacaktı
Sen benim hiç bitmeyen hasretimsin
Beni affet desem affeder misin?….
AYŞE CEYLAN
06.04.2007