13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1502
Okunma

aşkı bir aşı edasıyla zerkettik bünyemize
kimlik bunalımlarında verilen asi bir savaştık belkide
mağlubu ya da galibi belirsiz
verdiği acıya eşdeğer büyüklükte
katli vacip duyumsamazlıklarda yittik
çoktuk kimi zaman
ama çoğaldık sanırken damla damla bittik
artık ruhsal bir kaybın geride bıraktığı bedenlerdik
bazen paranoyanın vurduğu düşsel sanık
ya da anlamsız bir bakışın görmediklerine tanık
belki de bomboş avuçların soğuk izlerinde göçebe
en doğrusu da hislerine kapılan kurbanlardık
doğru orantı ise acı-zaman eğrisi
bildiğim tüm zamansal kavramlar serili şimdi
zaman basılan acıların çizgisel enleminde
ve ben
öğrenilmiş tüm çaresizliklerimle
çırılçıplak acılar büyütürüm
soğuk bir simanın gölgesizliğinde üşür
intihar meyilli balinalar misali kıyılara vururum
maviye çalan bir umut ışık olsa yüzümde
arkası siper gri bulutlar
yeşil bir orman kuytusuna dönüşür ansızın
zümrüt-ü anka ise tüm bildiklerini unutur
kanat çırpar sonsuzluğa
okyanuslar dolusu tuz basılmış yaralarım
kabuklarının altında saklanır
her geçen günde ise
şiddeti biraz daha azalır
...
-ve üç nokta bırakılır şiirin sonuna; geçmiş, an, gelecek zaman.-
Gülay Bulut