4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1767
Okunma

iblisler inmiş ayaklarıma
cehennemin kapısı kaldırılmış,kırılmış
dirilmeye zaman yok
herkes kendi benzeriyle gömülü
lahitler ıslak ve yakıcı
heybetli ağaçların toprağı çalınmış
tatlı gün ışığı boyanmış
bir partizan koşmakta yola
gözleri bozuk olanlar gibi
aleyhinde söylenen sözler aklında
bir masumun kanına bulaşmış
nehrin sığ yerlerinde
garip ötüşler çınlamakta
yapraklar yeşil değil siyahtı
dallar eğri büğrü,meyveler zehirli
uzaklarda birkaç vahşi hayvan
geniş kanatlı,pençeli ayaklı
lime lime koparıldılar sonra
acıyan uzuvlarını alıp götürdüler
evim kendime dar ağacı yapılmış
kıyılar yol görevini üstleniyor
buruk üvez ağaçlarının arasında
talihin arzularına boyun eğmeye hazır
bir kazık gibi tepesi aşağı yere gömülü
parça parça doğmaktan
cevap vereceklerini bilmeyen kimseler gibi şaşırmış
dünyayı inim inim inletiyor
soysuzlaşmanın, bozukluğun kökü
sıkı sıkı tutmaya devam etti
ve sonra yavaşça yere düştü
kahinler ses çıkarmadılar,papazlar sustu
en alçak noktasında.
ne söylenirse söylensin
duymaz. azap çeken günahkar
binlerce kez yıkanır kirli bedenlerde
sıkı sıkı tutarak uzun bacaklardan
titrediklerini gördüm.
ellerim kötürüm / çalınmış bir hafızaydı
köprüler yerlerinden fırlamış
sezdirmeden uzaklaştım, kayboldum
kendi cehennemime gömüldüm
parça parça haykırarak
ateşlere sarıldım, öldüm
yersiz-yurtsuz ve kovulmuş
tükenen köpükten farksız
beş asır,saatsiz güneş üstüme kapandı
Ay ayağımın altına gelmiş
ucu demirli oklar deldi yüreğimi
Tanrı’ların uzattığı yollar....
birinin başı ötekine şapkalık ediyordu
korkunç bir rüya geleceği örten perdeyi yırttı
kimsenin bilmesine imkan olmayan olayları
ne bir damla göz yaşı dökebildim
ne de uygun bir cevap bulabildim
toprak çoktan yarılmıştı
bana: içine sığınmak kalmıştı
kendi naaşımın başında
cinayetlerimin en büyüğünü işlemek üzereydim
İblis elini uzattı:
Ahmet SINAR
10 Haziran 2002