10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1413
Okunma

Sesin fısıltılarında yeşeren Renga düş/tü ıssız vadilere cemreyle birlikte...
bak, aldım ellerime sesinin çağrışımını, yüzündü hüznüm
kaç suskun kenti gezdirdim eğri bir lâledan gibi gölgene varırken
ne akşamı tanırdım oysa,ne de zaman vardı çaresizliğime sürünüp geçen
şimdi çıkıyorum dağlarını, ben zamana hançer, sen gülümseyen yüzümdün
sesinin uçurumlarında su kokulu, mavi saçlı sevda yeşerttim
gölgelerin yanıltısında ışığının şehla sesini fark edemedim
açılan kapının ardında, günü kucakladı ışıl ışıl gülüşün
gül dedin, hep gül derdin yollarıma, izlerinin buğusuna yöneldim
bir ormanla sevişmekten artardı sesin,gelirim yalnızlığı örterek ahşap gülüne
tekil olmaktan çıkan aklın bakiyesiydin, sorgusuz suallerle aşkın evine girdin
sorgusuz suallerle girdin aşkın evine…
ben şimdi sarı yangın, yaz artığı bir denizim
içimde hüzzam yangınları, dışımda yaralar tutmuş söz…
söz gecikmiş ,gözlerim Akdeniz,içimde kanat çırpan kuş sesini dinledim
uzak yamaçları sıyırıp gelen seher yeliydin, pervasız bir esintiyle ürperdim
yağmur ormanlarında tansıktı gözlerin, oysa çığlıklara gömülen bir geceydim
hangi ceylan su içti gamzelerin şelalesinden, hangi derin sulara kulaç attım bilemedim
yenilgisiydik ustalığın, her sevişmek bumerang gibidir döner kendine
bekle, titreyerek atlar teninden seken ateş
ya ıslak bir güneşse sesin, sen de kalacaksın burada
gitmek nelerin harcı yağmur yangın bir aşktan
kalırsak çoğul bir sevişmedir, gidersek kalbin kitabı orada
neyler zaman senden kalmış bakiyeyi a zemheri
sanma tutar elinden uçurumlar bir deniz gülünün
sarısabır taşırır külhanından gecenin dilsiz ay
tirşedir sözle yunmuş, kırık bir okla vurulmuş aşkın elleri…
Aslı Aydın