3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1066
Okunma
Biliyordum bu oyunun sonunu
Yine ‘o’ydu geminin vurgunu
Aldırmadan yüzüyordu…
Ağlayıpta geçmeyecek şeylerin ‘lord’u,
Şimdi önündeydi,
Ve eğiliyordu.
Daha bu oyuna başlarken biliyordu,
Ne olur ne olmaz gözyaşlarını da alıyordu.
Yol uzun, ‘o’ yol yorgunu…
Yıllardır beklediği sevdanın oyunu…
Anlatmaya başlarken huyunu,
Kimse dinlemiyordu,
Kimse ‘o’ nu.
‘o’ ise deli gibi içmiş, aşk sarhoşu,
Ve bir tane daha istedi,
Bu sonuncu…
En azından öyle düşünüyordu.
Ama ne yazık yoktu bu girdabın sonu…
Ağlayıpta geçmeyecek şeylerin ‘lord’ u
Şimdi onunlaydı,
Ve yanında yürüyordu…
Üşüyor mu? Elleri titriyordu…
Yoksa pişmanlık mı bu?
Ağlasa da geçmiyordu, yoktu!
Yine bir başka oyunun kollarına mahkûmdu!
‘keşke’ diyordu, keşkeler artık ölüyordu,
Dardı bu sahnenin oyunu,
Oynayamıyordu…
Ağlayıpta geçmeyecek şeylerin ‘lord’ u
Şimdi yoktu,
Ve bir köşede ağlıyordu…
O da değiştiremiyordu durumu,
Zamanında geçmemiş,
Geçememiş bir sorundu.
Ağlayıpta geçmeyecek şeylerin ‘lord’ u
Şimdi deniyordu,
Ve artık bitmek istiyordu…
En güzel sahnesiydi, zorlanmadı oyuncu,
Dar gelse de oyunu!
Şimdi elinde bir hançer öylece bekliyordu,
Yavaşça diz çöküp,
Hançeri boğazına dayıyordu,
Ağlayıpta geçmeyecek şeylerin ‘lord’ u
Şimdi kurtarmak istiyordu,
Ama olmuyordu…
Elinin son hareketinde
Hançer boğazını yarıyordu…
Bu bir can soygunu,
Değişmedi, değişmiyordu…
Ağlayıpta geçmeyecek şeylerin ‘lord’ u
Şimdi yanında yatıyordu ve
Ölüyordu, ölüyordum, öldürüyordu…