7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1678
Okunma

Sert adımlarla biri yürüyor yüreğimde
Geçiyor eski zaman evlerinin
Demir parmaklıklı pencere önlerinden
Güneş pörsüyor
Bir çiçek soluyor elde
Ya da kızıl saçlı bir genç kız bedeni
Tiril tiril yaşayacağı çağda
Veriliyor killi toprağa.
Bir ruh gibi uçuyor şimdi düşler
Göz önünden geçiyor nazlı hayaller
Ardında salkım saçak anılar
Ders zili çalmadan önce ki heyecanlar
Tatlı çileler, körpe ışıltılar!
Sonra bir şeyler olur ve tren
Yeşil, kahverengi ağaçların arasından
Utanmadan sıkılmadan bir şarkı mırıldanıp
Islık öttürerek geçer gider önümüzden
Rayların üzerinden ufuk çizgisine doğru
Ufuk çizgisinde durup, paslanmaya yatar!
Içinde şimdi bir sütbebe uyuyor mışıl mışıl
Ne dağdaki gerilla babasından
Ne okul baskınında genc ölen ablasından haberdar
Ne de uzak soğuk bir ülkede
Bitimsiz süregiden dans partilerinden!
O daha uzunca bir süre duymayacak
Gizli ve karanlık saraylarda
Onun için alınan kararları
O daha uzunca bir süre bilmeyecek
Annesinin memesinin
Sarhoş bir asker tarafından kesildiğini!
Rüzgar efil efil esiyor
Ve her esişde çayırları esnetiyor
O çayırlar ki gümrah ve azgın
Sürgün çadırları çevresinde
Çadırlarla yatıp kalkılıyor
Yine o çadırlarda yaşam süregeliyor
Bizler azaldığımız gibi çocuklarımız çoğalıyor
Çocuklar çoğalıyor ve bizler azalıyoruz!
Şimdi kesik kesik soluk alışverişleri
Ellerimde soluk bir haritanın
Ta ortasında toprağın, yedi yıldızlı
Açmaz her aç diyene bağrını
Sesdeki ılık tınıyı almadan
Açılmaz “Yüksekmemleketler ülkesi”nin
En derin koyakları, en yüksek dağları!
Kalpak öyle kolay eğilmez
Eğilmez onurlu başlar öne
Yüzyılların içrine kök salmış
Ülkesinden almış ruhunda ki besicliği!
Orda işte orda bekliyor bizi
Düşlerde biriken gri bulutlar
Kararsızlık almayın bunları
Bir bilinmezci tavırdır bu sergilenir
Erişilemeyen sahip olunamayandır!
İnsanın kaygısızı sevda yoğuramayandır
Hem pişmanlık duymamalı insan yaptıklarından
Hem gerçekten doğrudan şaşmamalı.
Şimdi ürpermeli beden
Açmalı koca bir gonca
Katmerle ve ısırıklarla dolu bu
Bir kızıl laledir dilim!
Elden ele dolaşan o harita nedir?
Kimin eli kimin böğründe
Milyonlarca çiçek soluyor bir yerlerde!
En verimli çağında bir beyni kaybetmek ne demektir?
Tam sevilme çağında yakalanmak ansızın ölüme
Daha acısını unutmadan çocukların, anaların
Mezar mezar kabardık Tanrım!
Ürperir ten / ve kan
Birilerinin atardamarından kopup fışkırır
Bu benim, bu senin, bu hepimizin kanı
Düşmanlarımıza sunmak için değil
Düşmanlarımıza rağmen varolmak için!
Ve ürperir ten
Bu kayıplar hep bir şeyler için
Çok eskiden beri yapıldığı gibi
Hayır! Kurban edilmek hoşnutluğundan değil
Yinelenmesinden utanılabilsin diye!
Biraz daha
Biraz daha yakınız artık
Ölüme!…
Ellerde soluk bir harita
Iki elden getirildi bu hale
Biri soğuktan ve votkadan zalim
Diğeri kutsal bildiklerimizden!
Biraz daha
Biraz daha yakınız artık
Ölüme!…
Sararmış çayırları toprağın
Altına serme zamanı geldi
Gelecek yeni bir çayır mı
Yine yetiştirmeli?
Harita; halı gibi yerler ve ayaklar altında
Bu coğrafyayı yüreğiyle eskisi
Anlayış ve akılda yenisiyle diriltmeli!