18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1124
Okunma

ırmağın göğsüne yaslanmış çakıl taşı
ışıldıyor suyun boynunda elmas bir kolye gibi
huzursuz
sabırsız gün ezberliyor
aklını işgal eden yarım kalmış sözcükleri!
yüzünün bozkırlarında güz büyüten sevgili
artık yalnızlık ekiyorum izlerine
bırak özleminden yansın
sana dair ne kaldıysa geriye...
bak! yine yırtılıyor ay
gecenin yalım hançeriyle
sızıyor acılar gönül evime
şirazeden çıkan benliğim
çilekeş yarınlara doğru yol alıyor sesizce...
gökyüzünde pıhtılaşan kar aşındırıyor hayalleri
yatağını terk eden nehir
sancıyla kıvranıp isyanla köpürüyor
sal’ını taşıdığı acılarla kuşatılan ömrü
ağıt oluyor dillerde…
zamanın yaşlı gözlerine perde inerken
sessiz haykırışıyla çırpınıyor kalem
örselenen harfleri ödünç alan gece
kimliksiz şiirlerin bileğine vuruyor kelepçe!