2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1136
Okunma
yalnızlığımın tanrı tarafından gökyüzüne indirilen nakışlarıdır onlar,
onları ben dokurum,ben hırçınlaştırırım,yada ben sustururum.
tane tane,çise çise,
gider bir güle kondururum.
bülbülde mest olur güle,
aşk doğar,ateş birikir fikrine döşünde.
onları ben dokurum,ben hırçınlaştırırım,yada ben sustururum.
ya da ben talan ederim,kendimi kontrol edemem,
bir mazlumu,garibi
ayazda ıslak ıslak titretirim...
nerede bir yağmur yağsa,
bir ızdırap çöker sineme,
oklarını batırır,zehrini kemikleştirmiştir tiryaki bedenime.
ya ben sevgiliye,
ya da şükür ederek en sevgiliye,
ya da,
karanlığa boğulurum,
gothic bir melodramla kendimi bulurum.
yalnızlığımın tanrı tarafından gökyüzüne indirilen nakışlarıdır onlar,
ıslanmaktadır düşünceler,
omuzundan aşşağı birer boya gibi,erir gider.
kalıcı olan zaten gerçektir,
gerçekler ise yağmurun bereketli rahmetinde kendini rahmeder.
kalan kalır,
geçmiş heyelan olur,
tüm bedenim çamur olur çoğu zaman.
hiç yeni bir şey olmaz mı ?
bedenim eski bir uygarlıktır benim,
yağmur yağdı mı,
açığa çıkar
insanlar iyi,
insanlar kötü,
eski görkemiyle bir şehir,
ilk yıllarıma ait bir medeniyet zincirim...
yalnızlığımın tanrı tarafından gökyüzüne indirilen nakışlarıdır onlar,
o nakışlar her insan için ruh tabibleridir.........