8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
812
Okunma

alıp başımı gittiğim
şehirlerden geçiyor hüzün
oysa ne kadar masum
bir tüneldir karanlık
dizlerime vurduğum
kuşlar ve baş ağrısı
iki ayrı düşün heyulası
siz korkulu bir devin
göğsünde büyüyen kuşlar
siz darağacı meyveleri
trenler geçiyor
dağları delen sirenler
üstelik ateş düşüyor içime
neden ölü doğuyor gün
aklım çıkıyor tünellerden
sürgünlerden de karadır
içindekilerin bahtı
kıyametler koparır sesi
toprak altından çıkan filizin
Tanrı işidir sevmek
öyledir aşılmış dağlar
eskimiş zamanlara benzer
kimin içinden kim çıkar
nasılsa anlamazsınız
giden bir pişmansa kalan bin