2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1269
Okunma
Hamdolsun Hamdullah Efendi mi?
Mahallenin bakkalıydı.
Geçenlerde bir sohbetimiz geçmişti.
Size ve bana söyleyeceği birkaç yalandan başka
diyeceği pek bir şey yoktu aslında
var olmasına vardı; ama
günahı pirincin taşları kadar ağırdı.
Azrail yakasındayken,
susardı,
Hamdolsun Hamdullah Efendi!
Nasılsın dese biri,
Hamdolsun diyerek başlardı yalana ama,
yalnız kaldığında duada:
’Rab bana: hep bana! ’
Biraz paraya düşkündü.
Hamdolsun Hamdullah Efendi!
Camiden çıktığında bakınırdı etrafına.
Dilenciye hocanın kolunda yanaşırdı.
’Gördün mü hoca,
çocuğa bile vermiyorum bu kadar para! ’
diyerek devam ederdi yoluna...!
Bu halini biri görse,
’Sadakanın anlamı kaldı mı efendi? ’ dese,
’Girme Allah ile arama’ derdi.
Ben de sonradan duydum;
Ayriyeten laik bir insandı
Hamdolsun Hamdullah Efendi!
Ayın on beşi geldikten ve emeklinin
maaşı verildikten sonra
sorardı mahalleliye hatırını.
Öyle zannediyordu ki
mahalleli inşa edecekti onun yatırını.
Takvasını sorsan,
evliya zannediyordu kendini
Hamdolsun Hamdullah Efendi!
Camiden göğsünü gererek giderdi bakkalına
Kafasında cennet hesapları varken
Mahalleli de görmeliydi onun namazdan gelişini.
İnsanların omuzlarında o ibretlik gidişini
hiçbiriniz görmedi
Allah var
Şimdi
çok düşüncelidir şu bizim
Hamdolsun Hamdullah Efendi.
9 Şubat 2005
Kaya Erbek