7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1018
Okunma

gözleri görmüyordu artık;
elindeki bardak bile titriyordu...
yaşlılık denen kullanılmış yıllar
unutturuyordu bazen kim olduğunu.
oturduğu divanda dalıp gitmişti.
çocukluğunu annesi,
gençliğini babası alıp gitmişti.
canım dedikleriyle tükenmişti
ömrünün en güzel günleri.
sessizliğin sardığı odada
sadece akreple yelkovanın
asırlık mücadelesi vardı...
parmağındaki yüzüğe baktı;
kiminle, nerede, ne zaman takmıştı
hatıralar içinden bulamadı cevabını.
süzülen gözyaşlarını silmek istedi,
silemedi...
sessizliği, yere düşen bardak bozdu.
akşam eve gelenler
buza kesen elini öptüler çığlıkla...
Serap Hoca