45
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2328
Okunma

Ben diyeyim on altı
belki de yedi
Sen anımsa gittiğin günü
durmaksızın yağmur yağmıştı
Her yanımızda
köpüklense de sular, neye yarar
Ay şavkı bize hiç uğramazdı
gidenlere aldırmayın
yayını yaparken yerel radyolar
Sen dostumdun benim
Cezayir çıkmazında
kaç defa sayılmıştı öldüğümüz
üstelik baban
üç defa öpmüştü seni, yirmi yıl da
Ölü baharlar uğrarken kente
hüzünden kaçışımızı anımsa
akşamdan korkuşumuzu
Köhne bir sandalı çevirirken tersine
Üstümüzde çalıntı bir gökyüzü
gökyüzümüzde martıları, neden
kaçak göçek uçuşturduğumuzu hatırla
Bir simidi kaç parçaya bölerdik
nereye harcardık susamları
Oturaksız parklarda
avuçlarımızla temizlerken taşları
her kaybedilen aşkta
nasıl sığınırdık bir rüzgara
Soğuyamasak da
Sen dostumdun benim
dağlar gibi yalnızdık
yollar kadar uzak
Gittin
elveda’n dahi yoktu senin
Hoş geldin
fakat
baban pişman öldü
annense dul
en çok Nigar yandı
Sen şimdi
eski bir şarkı koy pikaba
iki de dolu kadeh getir
kaybettiklerimizden
başlayacağım anlatmaya…