3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1720
Okunma
boynunda takılı bir zeynep
gülüyorsun
acıtmıyor gülüşün düşmanlarını bile
ki düşmanın olduğunu da yazmıyordu
hiç bir tarih kitabı
oturuyosun sessızce denızın kıyısında
bllmiyorsun sende neyi beklediğini
ya da neden bekletildiğini
güneş rengini değiŞtiriyor
saçlarının zeytin karanlığını görünce
utanıyorsun
kırmızının tonlarına giriyor yanakların
susuyorsun...
susuyorum...
su oluyorsun şansını bekleyen insanların
kör talihine
her zaman çantanda bir tutam sevgi taşıyorsun
geçtiğin tüm sokaklara
yürüdüğün tüm caddelere
gülümsediğin tüm insanlara
serpiştiriyorsun
bir tek bana sıçramıyor
sevginin tozları
ne geçtiğn sokaklarda varım
ne yürüdüğün caddelerde
ne de gülümsediğin insanların arasında
dudağının aleviyle yanıyor,yüreğimin
köz olan tarafı
öpücük konduruyorsun kuşların masumluğuna
yanıyor kuşlar da
dudağının yangınıyla
uzuyor vapurlat boylu boyunca
bir yakadan karşı olan yakaya
trafik kilitleniyor izmirin caddelerinde
kaza sebebi oluyorsun ve
insanlar kaza yapmak için can atıyor
yürüdüğün tüm yollar tanıklık ediyor
peri kızlarının varlığına
yol alıyorsun usulca yüreğimin
köz olan sokağına
uyumaya başlıyorsun sonra
uykusuz geçen yolculukların arkasından
uzanıyor benlğim habersizce
senin esmerliğinin yoğurduğu geceye
kaybetmenin hüznünü yaşıyor hazine avcıları şimdi
benzeri olmayan bir zeynebi
bilmiyorsun kocaman bir nimet olduğunu benliğimde
o nimet ki tasviri imkansız
paylaşıması zor
ama tüm kutsal kitaplar paylaşılmasını ister nimetlerin
paylaşamıyorum...
şimdi bildiğim tüm sinemalar yalnızlığımı pynatıyor
bindiğim tüm vapurlar senin olduğun
ama sensiz esmer bir ayrılık aracı
sen uzak kentlerin
en yakınındasın belki
ama ben de şimdi acısı var
definecilerin bulamaması gibi
emsalsiz
bir
zeynebi
...