Gençliğine güvenip diyorsan daha erken,
Belki elveda bile diyemessin giderken.

Bu dünya yalan deriz her sohbetin başında
Nefesler sayılıdır rızık belli, aşın da...
Ne zaman göçeceğiz bilinmez kaç yaşında.
Gençliğine güvenip diyorsan daha erken,
Belki elveda bile diyemessin giderken.

Dünya bir gölgeliktir burda az kalacağız
Giderken yanımıza acep ne alacağız?
İltimas ümidedip torpil mi bulacağız
Gençliğine güvenip olma namazdan ırak
Varsa kötü huyların eyvah demeden bırak.

Sorulacak nimetler aldığın nefes bile...
Uzuvlar konuşurken kilit vurulur dile,
Her işinde dürüst ol katma işine hile,
Kur-an’dan uzak hayat vesile-i pişmanlık
Kulluğunu unutup yapma HAKK’a düşmanlık.

Mezar denen evimiz iki metrelik çukur
Ya cennet olur bize melekler rahmet okur...
Ya da bir cehennemdir kaynayan fokur fokur
Kabri gül bahçesine imandır döndürecek
Hem de salih ameldir ateşi söndürecek.

Kefen giyip giderken çare var mı dönmeye?
Cansız attan inipte canlısına binmeye...
Ben gitmem diyerekten köşe bucak sinmeye...
Mücrime faydası yok kabre konan güllerin
Anam,babam diyerek ağıt yakan dillerin.

USTAOĞLU düşünür hali nice olacak
Dalından koparılmış güller gibi solacak
Amel defterlerini hangi yönden alacak
Muhammed Mustafa’nın yolu bizim yolumuz
Biz bülbül O gülümüz hemi de en ulumuz...

Şehri Karakaya