2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1111
Okunma
-kolay mı sandın;
fırtınayı yamamak,
eğesiz merteklerde bilenmek-
“gidiyorum!” dediğinde eylül’dü
“seviyorum” diyemedim
feleğin çemberine
sarı yapraklarla gömdüm dilimi
akrep ısırırken yelkovanı
tenim uyuştu zaman şeridinde
ellerim üşüdü örümceğin ağlarında
……..
zehirlenmiş vakitlerde
tophane’deyim
ilk lodos yalar yüreğimi
yer toprak, masa sandalye ahşap
otuz yıl önceki gibi
bastığım yerlere değmez ayaklarım
yaramaz bir akıma kapılır düşlerim
dilimde eylül’de sararmış bir küfür
alenen küfrederim !
-kral geçer, bana daralır hadrian-
direncini yitiren bir hippi gibi
bitlenirim surlarında kentin
sarhoşlar yüreğini kusar
yırtılır dirhem dirhem can evim
bir atmaca geçer limandan
çığlık çığlığa martılar
üşür martı yavruları
çaresizliğime sararır içim
ben can kırıklarımı kusarım
değişir huyum suyum, akarım akdeniz’e
bir çığlık, bir çığlık daha
duyulur termessos’tan
bilirim tekçe zeus tutar yasımı
… … o kadar
28.11.08- Antalya
Sıtkı ÖZKAYA