2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2176
Okunma
güzel ve ürkütücü genç bir kız
Bakire Meryem yontusunun yanında
İyiyi kötüden ayıran çizgi öylesine incedir ki
İncil: ‘yoksullara verin’ der; serserilere değil
Eski ve Yeni Ahitler
Babil yosmasından sakın!
kendi kendini lanetlemezdi.lanetlenmiş İblis
sözcükler dudaklarımın yüzeyine yükseldiler & dilsiz
sevi gelince, insanın elinden bir şey gelmez
Ey aşk! zevklerin kızı...
krallar bile senin saç buklelerinin tutsağı oldu
bir ordu gibi korkunç
erdem gördüğünü sevmektedir
günahkar ve hasta usumun sınırları
güneşin hakkıdır bu
insanı ışıklarıyla delik deşik eder
yaralar büyür,insan açılır
kendi kendinden geçişine tanık olur
gözyaşına boğuldum hiçbir şey saklamadan
kendini yok sayacak koşullar içinde
konuşması ateş gibidir
yüreği bir ağ,elleri bağdır göklerin egemenliğinde
hiç günah işlememiş kraliçe
kösnül bir rahibe iğrençliğinde
--bir fahişe ! dedim, tiskintiyle
kilisenin büyüsü,tenimin gururu
denizin üçte biri kana dönüştü
üçüncü kardeş ortadan kayboldu
dördüncüsünden korkun
ortalık neredeyse karanlık
ocakta taze küller, beyaz ve gevşek
kızardım, ürperdim
dili kara eski bir hırsızlık olayı
bedenin ve ruhun çarpıntıları
tanyeri ağarıyordu duvarlar boyunca &sıralanan
ortak bir giz, suç ortağı, günah arkadaşı
etten kemikten yapılmış insan
etin çağrısına uydum
küçük-zavallı günahlar
anasıyla babası toprak kölesiydi
deliler şenliği,görkemli bir karnavaldı
kurda kuşa yem olmadan önce
artık efendiler ve Tanrılar yoktu
her şey alt üst edildi
dili yakan acı bir dil
acılar içinde kıvranıyor
günahın yerini pişmanlık almış
ruhun gözleri savaş için donanmış bir ordu
yüzünde dünyanın tüm sevinçleri
kışkırtıcı günah çekicilikleri
Tarı’nın parmağıyla yazılmış uçsuz bucaksız
kutsal usun çelişkiler gizemi
kösnüllüğe çare arayan iyi şeylerin en tatlısı
ussal ruhun ilkeleri, düşsel açlık
birbiriyle çalışan dingin ışık, duygunun pençesine
günahkar tutkular
dilin büyüsel gücü,günah çıkarma oyunları
içsel mutluluk&günahkar da olsa
soyluların güçlülerin bodur gövdeleri
gerçek, gerçeğin farklı bir imgesi
Ağustos böcekleri .........gizemli buyrukları
kutsal nesnelerden donakalmış
yıldızların artsız aralıksız döngüleri
yürekten olmayan mırıltılar
nemli ve puslu
soylu tazılar gibi çöken sis
insancıl,neşeli,mutluluk duyan bir adam
ateşli gerilimler,anlamlı suskunluklar & yaşayabilen
kutsal değerlere karşı
zekasının kıvraklığıyla şimşekler yağdırdığı
uysal kuzular,altın ve gümüş kapları
İsa heykelleri
iç taç,tinsel erk, bir puta tapan
alaycı gülüş
küçümseyici ünlemlerini onaylayan bir homurtu
dişsiz ama doymak bilmez ağızdan
öpmem için ağzını uzattı bana
hiçbir anlatımı olmaksızın dik dik
düşünce ve tutkuları gizlemekte olduğu kadar
ötekiler gibi sevecen ve içten değildi
ancak nazik denilebilecek biçimdeydi
içim tedirginlikle ürperdi
bir kaygı belirtisi bir alay gölgesi
delici gözlerle bakıyor & şaşkın şaşkın
boynuzlara da gereksinim yoktur
zekası neredeyse Tanrısal usun niteliklerine bürünüyordu
asık suratlı
zehirler...sırtında kara lekeler var
susmam için yalvarıp yakardı
bütün bedenime ateşler bastı ansızın
yokluğumuza çıkmaya hazırdık