1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1203
Okunma

ruhum sen o tatlı hüznün asırlık otağı
çoban kavallarında ayaz sevmişler sofrasında bal
ruhum çarpan yıldızlara geçirimsiz gönlün çocuğu
ve yiyen kendini gözyaşıyla bir vurgun
bütün gemiler şimdi bir gitmek fiilinde duırgun
çürüme kokusu bereketi konduların
sarı kara bir fırtına gibi sarhoş gezmekte
iç sıkıntısıdır şimdi ezen nefesimi
sen değil misin ruhum benden biraz geride
ve acı soğuk yemiş bir demir gibi soğuk içinle seven en çok
sen çoktandır
dindirmedin mi kalp atımını
ürpertili bir muımu söndürür gibi
uzanıp hani şarkılı nefesinle