1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
28
Okunma
Yavrum, sensizliğin yarası
derine işliyor…
Ne zaman kabuk bağlasa
bir hatıran gelip yine kanatıyor.
Bu acı zamanla geçmiyor,
zaman bu acının içinde eriyor.
Gülüşün kulaklarımda çınlıyor,
yokluğun evimin duvarlarında yankılanıyor.
Geceler sabaha varmıyor sensiz,
sabahlar geceden daha karanlık.
Bir nefes alıyorum,
adı hasret oluyor.
Bazen rüzgâr esse
“geldin mi?” diye kapıya dönüyorum.
Bir çocuk sesi düşse sokağa,
kalbim yerinden kopuyor.
Fotoğraflarına bakmaya cesaret edemiyorum,
bakınca dağılıyorum,
bakmayınca da eksik kalıyorum.
Her gülüşüm yarım,
her “iyiyim” yalan.
Bazen susuyorum,
çünkü anlatsam kimse anlamıyor.
Bu acı kelimeye sığmıyor yavrum,
taş olsa parçalanır,
kalp diye bir şey varsa
işte orası dayanıyor sadece.
Sen gittin ya,
ben o gün eksildim.
Aynaya baktığımda
gözlerimde senin yokluğun var.
Yaş aldım belki
ama bu acı hiç büyümedi,
ilk günkü gibi taze kaldı.
Herkes “alışılır” diyor,
alışılmıyor yavrum…
Evlat acısı öğrenilmiyor,
sadece taşınıyor.
Sessizce,
kimse görmeden,
içimde kanaya kanaya.
Bu acı gece uykuda bile yakalıyor insanı,
rüyada sarılıp
uyanırken bir kez daha kaybettiriyor.
Geceleri seni anlatıyorum Allah’a,
“emanetim sendeydi” diyorum,
“çok özledim” diyorum.
Gözyaşlarım seccadeye düşüyor,
sesim içimde boğuluyor.
Yavrum,
sensizliğin yarası kapanmıyor…
Sadece alışmış gibi yapılıyor.
Ben her gün biraz daha yoruluyorum
ama seni sevmekten
bir an bile vazgeçmiyorum.
Bil ki annen
seni bekliyor.
Bir ses, bir işaret,
bir rüya olsun diye…
Bu dünyada olmasa bile
öbür tarafta
boynuna sarılacağım günü sayıyorum.
O güne kadar
bu acı benim kaderim,
sen benim kalbimde
hiç ölmeyen yanım…
Bazı günler nefes almak bile suç gibi geliyor,
sen yokken yaşamaya devam etmek ağır.
Kalbim sürekli geçmişe dönüyor,
bir an, bir saniye,
seninle olan küçücük bir hatıraya tutunmak için.
Adını anınca içim titriyor,
susunca daha çok yanıyorum.
Herkes “güçlüsün” diyor,
bilmiyorlar yavrum,
güç dediğin şey
çaresizliğin mecburiyeti.
Bayramlar geliyor geçiyor,
takvim yaprakları düşüyor,
ama benim içimde
hep aynı gün kalıyor zaman.
Senin gittiğin gün.
Bazen kendime kızıyorum,
neden daha çok sarılmadım diye,
neden doya doya bakmadım yüzüne diye.
Keşkeler yakıyor insanı,
en çok da geceleri.
Yavrum,
sensizlik bir boşluk değil,
koca bir yangın.
Söndükçe kül olmuyor,
külde yeniden alev alıyor.
Ben bu dünyada
yarım bir kalple yürüyorum.
Gülsem de, konuşsam da
içimde hep sen varsın.
Ta ki o gün gelene kadar…
Seni yeniden koklayacağım,
yeniden “anne” deyişini duyacağım
o kavuşma gününe kadar.
5.0
100% (1)