0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
43
Okunma

Misafir odasının kapısı sürekli kapalı olurdu, Çocuklara girmek yasaktı ...
O odaya serilen dantellere kanaviçelere kirlenmesin diye el sürülmezdi .
Bazı eşyalar dile gelseydi,
Kim bilir neler söylerdi !
Büyük ihtimalle;
Böyle kenarda esir gibi tutup ,
Biz sizi öbür dünyaya yollamadan
Siz bizi yollayın,
Hiçbir şey canınızdan kıymetli değil derlerdi .
Bizim en lüks, gösterişli eşyamız;
Çiçek desenli porselen tabak takımıydı.
Eski evimizin mutfağında kuyumcu vitrininde gibi
rafın en üstünde sıralanırdı.
Annem bize yemekleri emaye tabaklarda verirdi.
Çocuktum, genç oldum, yetişkin oldum, yaşlandım.
Aradan elli altmış yıl geçmiş,
Kırıla kırıla altılı tabak takımdan bir tane kalmış!
Annemi temsil eder gibi bir tanecik !
Çiçek desenli porselen tabak en üst rafta duruyor!
Annem gitmiş, ne yapayım o tabağı?
Gece yarısı , gittim Annemin peşinden denize fırlattım.
14 Kasım 2019
Orhan Gülaçar