1
Yorum
9
Beğeni
3,0
Puan
90
Okunma

Kitâba girememiş sâhipsiz kelîmeler,
Gecenin şuh vaktinde bir hüsrân melodisi.
Sübyânları tâcizde şehvetli nedîmeler,
Ağızlarda pelesenk çağdaşlık parodisi.
Kişniyor çıplaklıklar bahrın yakamozunda,
Fuhuşun soluğunu hissederim ensemde.
Görmüştüm ben bu filmi gevurun domuzunda,
Levvâme’ye yol alıp, emmâre’yi yensem de.
Bir hışım fışkırıyor kıvrımında hiçliğin,
Çatır çatır çatlıyor fazîletin izleri.
Önünde durulmuyor milenyum’da piçliğin,
Her yönden sırıtmakta hokkabazın gizleri.
Çolpalar tepiniyor hakîkatin üstünde,
Çırpınır yüreceğim karanlık pencereden.
Medet arıyor ağyar bir türedi büstünde,
Kurtulmak lâzım gelir mesnetsiz cendereden.
Harladıkça oyuyor toprağın bağrını ter,
Toynakları tutuşan yaralı kısrak gibi.
Zulme lâkayt zümrenin gözünde kalmamış fer,
Zebânî çok severmiş böylesi mel’un tipi.
Azâp değirmeninde tutamadık nevbeti,
Ağıdım merhabâdır, nefsin ezdiği rûha.
Ufukta gebe duruyor yalnızlığın heybeti,
Hidâyet ver yâ Rabbî, biz cenâbet gürûha...
Pelesenk: Konuşurken gereksiz tekrarlanan söz, persenk.
Parodi: Ciddî olduğu varsayılan bir yapıtın bir bölümünü
ya da tümünü koşutlukları koruyarak alaya alan,
biçimini bozmadan ona bambaşka bir içerik vererek,
özle biçim arasındaki bu karşıtlıktan gülünç ve eleştirel etkiyi var eden oyun biçimi.
(Nefs-i) Levvâme: Kendini tenkit eden, kınayan, pişman olan nefis.
Kötülüğü işledikten sonra fenâlığını hatırlayarak insanı rahatsız eden
pişmanlık hâli ve vicdân rahatsızlığı.
(Nefs-i) Emmâre: Kötüye çeken, kötüyü emreden nefis.
İnsanın çirkin ve şeytanın teşviklerine i’tirâzsız ve mücâhedesiz tâbi olması hâli.
Çolpa: Sakar, beceriksiz. Eli işe yakışmayan, acemî.
Ağyar: Hâlden anlamayanlar. İlgili olmayanlar.
Cendere: Pres. Ma’nevî baskı.