1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
61
Okunma
Kimse “kal” demedi bana,
Ben de gitmeyi öğrendim erken yaşta.
Bir evden değil,
Bir yürekten çıkmanın
Hani bir eksenin kayma haliydi bu…
Bugün gidiyorum,
Valizim yok,
Yüküm çok.
Bir çift göz bıraktım sende,
Bir yarım cümle,
Bir de her gece içimde büyüyen
Suskunluğum.
Gözlerinden gidiyorum önce,
Bakışlarının beni tanımadığı yerden.
Sözlerinden sonra,
Adımı telaffuz etmeyen sessizlikten.
Hayallerinden gidiyorum,
Hani bir zamanlar
“Biz” diye kurulan cümlelerin
Yetim kaldığı yerden.
Bana ait ne varsa sende,
Topladım…
Kırık gülüşlerimi,
Yarım kalmış heveslerimi,
Bir de senden bana kalan
İçime çöken o ağır suskunluğu.
Geçmişinden gidiyorum,
Çünkü orada ben fazlaydım.
Geleceğinden gidiyorum,
Çünkü orada bana yer yoktu.
Tıpkı senin benden gittiğin gibi,
Ardına bakmadan,
Bir “neden” bile bırakmadan.
Beni senin istediğin gibi say,
Olmamış gibi…
Hiç sevilmemiş,
Hiç beklenmemiş,
Hiç yarım kalmamış gibi.
Oysa ben
Sana eksile eksile tamamlandım.
Gözlerimden akan yaşlar
Bir çocuğun düşürdüğü cam bilye gibi,
Ne hile var içinde
Ne hesap.
Masumluğumdan utanıyorum şimdi,
Çünkü bu çağ
Saf olanı hep yaralıyor.
Aşkı kirletmeden sevdim seni,
Adını ağzıma alırken bile
Kalbimi yıkadım.
Gelirken nasıl temiz geldiysem,
Öyle gidiyorum.
Kırmadan…
Kirletmeden…
Bağırmadan…
Üzülüyorum evet,
Ama seni üzmeden.
Canım yanıyor,
Ama sana değmeden.
Çünkü bazı vedalar
Ses çıkarmaz,
İnsan sadece içinden
Bir ömür eksilir.
Ben gidiyorum şimdi,
Bir daha dönmemek üzere.
Ne bir hesap,
Ne bir bedel bırakarak.
Sadece şunu bil diye söylüyorum:
Bazı insanlar
Gitmeyi seçmez,
Mecbur bırakılır.
Uğurla beni…
Ardımdan değil,
İçinden.
Çünkü ben senden
Sessizce çıktım,
içimde
Hâlâ sen varsın
umuduna kapılma çünkü içimin içi de yok içinde sende…
Kadir TURGUT
5.0
100% (3)