0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
10
Okunma
Tecellîde Fenâ
Sustum sandım;
meğer sükût, içimde konuşan Hak imiş.
Tufan dedim, fırtına sandım;
bilmedim ki bunlar
nefsin yıkılışı,
kalbin doğuşuymuş.
İçim kanadı;
çünkü ben sandığım ben
ölüyordu.
Artçılar sürdü;
her sarsıntı
bir perdeden vazgeçişti.
Ne yapacağımı bilemedim;
çünkü yapan da ben değildim artık.
Bir vakit sesinle tutundum,
bir vakit bakışınla.
Sensizlik sandığım şey
meğer en yakın yakınlıkmış.
“Sensiz kaldım” dedim,
oysa Sen
bende kalandın.
Aramayı bıraktım dışımda;
döndüm içime.
Nefes Sen oldu,
bakış Sen oldu.
Duvarlar bile
Seni zikretti.
Ben ben olmaktan çıktım;
Sen diye aldım nefesi,
Sen diye sustum.
Konuşan ben değildim,
duyan da ben değildim.
Şimdi korkarım yeniden görünmenden,
çünkü görünmek perdedir.
Bu hâl bozulmasın isterim;
zira vuslat
gizlenmekle kemâle erer.
Hani “tecellî” derdin ya;
işte o oldu.
Artık Seni
bir sûrette değil,
kâinatın sır noktasında bilirim.