Şehrin gürültüsünde seni arıyorum..
Bir iz bırakmadan gittin , her yer sessiz ve anlamsız
Seni arıyorum bir akşam üstü bilinmez karaltılar...
Belirsiz yüzler karışıyor adımlarıma , sessiz ve suskun
Kepenkler kapatılıyor , eski hatıralarımın tam üstüne
Ardı , ardınca sarhoşum...yürürken bir akşam üstü..
Bir soğuk ısırıyor....parkamın ceplerine sığınıyorum
Bir kedi miyavlıyor damın tepesinde aç ve susuz..
Yabancı şehrin kaldırımları ıslanıyor , gözyaşlarımda
Kahkaha sesleri duyuyorum evlerin pencerelerinden
Işıklar yanıyor camlarda ağlar gibisin , hüzün dolu
Ben sanki...yitik ölülerin selasını bekliyorum minarelerde
Kar üstündeki izler karışıyor , sen sonsuzluğa yürürken
Bütün renkler donuyor bir akşamüstü...buz üstünde
Ölüm katılığında sararmış renkler , solmuş çiçekler
Bakışının izleri , benim gözbebeklerimde sevgileri yaşıyor..
Hatıralarımız can çekişir gibi , suskun senin mezar taşında
Silemedik....o ölümün soğuk , anlamsız ayrılık nefesini..
Yalnızlığın kokusunda gece , sahipsiz...
Dalgalar hırçın kayalıklarda erir yok olur...!