0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
56
Okunma

İzmir başta olmak üzere güzel Egemiz ve Çevresi için gelsin.
Turkuazlı renkli sevdalarımla geleceğim,
Ege’nin adını fısıldayan bir koya
ayak izlerimi bırakır gibi dizeler bırakacağım.
Belki bir yaz sabahı olacak,
daha çarşı yeni yeni uyanırken,
fırından taze ekmek kokusu gelirken sokağa,
ben cebimden kırık mısralar çıkaracağım;
birini denize, birini göğe,
birini de çocukluğumun o taş sokaklarına koyacağım.
Turkuaz, diyeceğim,
yalnız denizin değil,
içi dışı karmakarışık bir Ege yüreğinin de rengiymiş meğer.
Ne zaman efkârlansam,
iskeleyle ufuk çizgisi arasında ince bir yerde durur gibi
tam orada soluk alıyorum ben.
Sevdalarım diyeceğim,
tek kişilik bir kalabalık aslında;
giden vapurlar, geride kalan iskeleler,
adını artık anmadıklarım,
eski yazların sahil kıyısına sakladıklarım…
Hepsini yanımda getiriyorum,
çünkü eksilmek istemiyorum artık hiç.
Bir şiir kitabı gibi yaşayacağım bundan sonra,
her sayfasında başka bir Ege akşamı,
ama her satırında iyileşme ihtimali.
Bazen bir motor sesi olacak sesim,
bazen bir sahil çayında buğulu gölgem,
bazen de yalnızca adımın son hecesi
meltemin içinde savrulacak.
Ben Egeliyim, diyeceğim,
ruhum zeytin ağacı kadar inatçı,
deniz kadar dalgalı,
gökyüzü kadar geniş içten içe.
Hiçbir ayrılık,
renklerini kaybeden kalbin sonu değil.
İnsan hep bir yerlerde
yeniden boyanmak istiyor,
göğsünün tam ortasına
yeni bir turkuaz çizgi çekmek istiyor.
İşte bu yüzden,
geleceğe dair büyük sözler vermiyorum artık;
yalnızca diyorum ki:
Turkuazlı renkli sevdalarımla geleceğim,
yanıma bir defter,
bir kalem,
bir de inanmayı unutmayan kalbimi alarak.
Ve eğer bir gün kapını çalarsa bu Ege kokulu dizeler,
bil ki ben çoktan
şiir olup oturmuşum eşiğine.
Timur ŞAHİN