2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
222
Okunma

Yazmak;
dilin susup yüreğin konuşmaya mecbur kaldığı andır.
Kederin, kırılan yerlerinden sızan bir ışık gibi
parmak uçlarına çöreklenmesidir gecenin.
Yazmak;
incinen gönlün kendi küllerine yaslanıp
yeniden nefes aradığı o ağır sessizliktir.
Tükenmişliğin koynunda büyüyen sabır,
sevgisizliğin üşüttüğü içe
sönmeyen bir mum yakmaktır.
Yazmak;
ilgisiz dünyanın ortasında
kendi sesini duymaya çalışan bir yetim nefes…
Hasretle yorulmuş kalbin,
kimseye anlatamadığını kâğıda eğip
“yüküm sensin ey kelime” diye fısıldamasıdır.
Ve yazmak,
çaresizliğin eşiğinde bile
bir çıkış arayan o küçük titremedir.
Parmak uçlarına çöken karanlıkta
kendine yol çizen ince bir ışıktır …
S.k....
5.0
100% (4)